bass

  1. Noun, Zoology levrek
  2. Music bas, baso, kalın (ses).
    bass voice.
  3. pes perdeden/perdeli.
  4. kalın sesli (şarkıcı, müzik aleti vb.).
  5. bass line ile ayni anlama gelir. yazılı müzik parçasının en alt kısmı.
  6. Zoology (a) levrek
    (Serranidae, Centrarchidae), (b) tatlısu levreği
    (Perca fluviatilis).
  7. Botany ıhlamur ağacı.
  8. ağaç kabuğu/lifi.
kara levrek
(Micropterus).
alacalı levrek
(Pomoxys sparoides).
kontrbas.
bass fiddle, bas viol, contrabass, string bass ile ayni anlama gelir. Noun
temel melodi: en kalın sesle tekrarlanan melodi. Noun
deniz levreği
(Paralabrax clathratus). Kaliforniyada avlanır. Noun
iri-yayın balığı
(Micropterus salmoides): K. Amerika tatlısularında yaşayan alt çenesi uzun, sırtı
siyahımsı yeşil, karnı açık renkli yayın balığı.
Noun
kayabalığı, kaya levreği
(Ambloplites rupestris): ayıbalığı familyasından bir tatlısu balığı (ABD'de bulunur). Noun

striped bass Noun
levrek
tatlısu levreği
(Micropterus dolomieu). Güneşbalığının bir türü. Noun
iskorpit hanisi Noun, Zoology
alacalı levrek
(Pomoxys sparoides).
çizgili levrek
(Roccus saxatilis).
ak levrek, tatlısu levreği
(Roccus chrysops). Büyük Göller ve Misisipi'de avlanır gümüş renkli,
karnı sarı, yanları siyah çizgili bir balık.
Noun
fa anahtarı.
büyük davul, kös.
double bass.
tuba.
bass ile ayni anlama gelir. yazılı müzik parçasının en alt kısmı.
basçı Noun, Music
kutusu kalın sesleri kuvvetlendirecek şekilde yapılmış hoparlör.
alçak frekans karakteristiği.
bas saksofon.
fa anahtarlı nota.
(a) viyola, (b) double bass.