battery

English-Turkish Translation

  1. Noun, Engineering pil
  2. Noun, Law darp
  3. Military batarya
  4. Noun, Electronics pil, akümülâtör.
  5. Noun batarya: seri bağlı iki veya daha fazla pil veya akümülâtör.
  6. Noun dizi, seri, takım.
    a battery of questions: birtakım sorular.
    She has a battery of cooking pots in her kitchen.
  7. Noun, Psychology zekâ/yetenek ölçüsü.
  8. Noun, Military batarya: genellikle 6 top ve mürettebatından oluşan taktik topçu birliği.
  9. Noun (a) bir savaş gemisinde aynı çaplı ve aynı maksatla kullanılan toplar dizisi, (b) geminin bütün silahları.
  10. Noun (beyzbol) atıcı ve tutucu.
  11. Noun dövme, vurma, vuruş.
  12. Noun, Law dövme, vurma, fi'lî tecavüz, darp.
    assault and battery: tecavüz ve darp.
  13. Noun dövme veya vurmada kullanılan alet, darp aleti.
  14. Noun, Music (orkstrada) vurularak çalınan çalgılar.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(elec) battery
batarya
A battery
(elektron tübünün) filaman veya ısıtıcı bataryası. B battery, C battery
aggravated assault and battery
ağır cezayı gerektiren taarruz
aggravated assault and battery
ağır cezayı gerektiren mevsuf tecavüz
aggravated assault and battery
ağır cezayı gerektiren müessir fiil
assault and battery
etkili eylem, müessir fiil.
atrocious assault and battery
sakatlamak ve yaralamak suretiyle yapılan müessir fiil
automobile battery
akü
B battery
anot bataryası.
boost a battery
akümülatör doldurmak Verb
boost a battery
kısa sürede güçlü şarj etmek Verb
C battery
ızgara bataryası: elektron tüplerinin kontrol elektrodlarına öngerilim sağlayan batarya.
car battery
akü akümülatör
criminal assault and battery
müessir fiil suçu
criminal assault and battery
ırza tecavüz
discharged battery
boşalmış akü
dry battery
kuru pil. Noun
dry-cell battery
kuru pil. Noun
failure of a battery
akümülatörün çalışmaması
flat battery
boş pil Noun
flat battery
bitmiş pil Noun
floating battery
yardımcı batarya
galvanic battery
pil bataryası.
ignition battery
ateşleme bataryası Noun
mountain battery
(topçu) dağ bataryası.
recharge battery
pili yeniden şarj etmek Verb
refresh a battery
pili şarj etmek Verb
replacement battery
yedek pil
run down a battery
bir akümülatörü tüketmek Verb
run down a battery
aküyü boşaltmak Verb
run down battery
boşalmış akü
sea battery
deniz de kaptanın gemi adamını cezalandırması
sea battery
denizde kaptanın gemi adamını cezalandırması
secondary battery
akümülatör.
short-circuit a battery
aküye kısa devre yaptırmak Verb
simple battery
hafif yaralanma
solar battery
güneş bataryası, enerjisini güneş ışığından alan elektrik üreteci.
spare battery
yedek pil
storage battery
akümülatör.
terminal of the battery
batarya kutbu
torch battery
(Br) elektrik feneri pili
voltaic battery
pil bataryası.
battery acid
akü asidi Noun, Transport
battery backup
batarya destekli
battery backup
pil şarj aygıtı
battery box
akü akümülatör kutusu
battery cable
akü kablosu Noun, Transport
battery case
akü akümülatör kutusu
battery cell
pil
battery cell tester
akü akümülatör voltametresi
battery charger
pil şarj aygıtı
battery charger
akü şarj cihazı Transport
battery charging generator
şarj dinamosu Noun
battery commander
batarya komutanı
battery connector
batarya kutbu
battery container
akü akümülatör kutusu
battery filling cap
akü akümülatör kapağı
battery filling plug
akü akümülatör kapağı
battery fire
batarya ateşi
battery jar
akü akümülatör kutusu
battery life
pil ömrü
battery operated
pille çalışan
battery operated set
pille çalışan cihaz
battery pack
pil takımı Information Technology
battery pole
batarya kutbu
battery pole post
batarya kutbu
battery terminal
akü akümülatör kutbu
battery tray
akü akümülatör kutusu
a battery of questions
soru yağmuru
assault and battery of a high and aggravated nature
saldırı ve ağır yaralama
look at the battery of the car
bir arabanın aküsünü kontrol etmek Verb
put a battery on charge
aküyü şarj etmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database