baz

  1. Noun base (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. base
base sequence (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
base effect Noun, Economics
basic price
cell site Noun, Telecommunications
base station Noun, Telecommunications
cell tower Noun, Telecommunications
base morphine
underlying premium
basis points (BPS) Noun, Economics
base oil
base year
multiple basing point system Noun, Competition Law
single-basing-point system Noun, Competition Law

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Temel, esas
  2. Doğan denen ... kuş, şahbaz
  3. Açık
  4. Sonuna geldiği kelimelere “oynayan” anlamı katarak ... usûlüyle birleşik kelimeler yapar
  5. Bir şeyin ... parçası, cüz’ü