be off

  1. (a) gitmek, hareket etmek, yola çıkmak.
    I'm off to London: Londraya gidiyorum.
    We are off now:
    Şimdi yola çıkıyoruz.
    They're off: Gittiler, yola çıktılar. (b) yanılmak.
    be off in one's calculations: hesabında yanılmak. (c)
    k.d. deli olmak, (d) iptal edilmek.
    The deal is off: Anlaşma iptal edildi. (e) kesilmek, arızalanmak.
    The electricity is off: Elektrik kesildi. (f) bozulmak.
    The cheese is a bit off: Peynir biraz bozulmuş. (g)
    be off color: hasta olmak.
iştahı olmamak Verb
hiç iştahı olmamak Verb
formunda olmamak Verb
gafil avlanmak Verb
kendini formunda hissetmemek Verb
iştahını yitirmek, iştahı kaçmak, canı yemek istememek.
kendini miskin durumda hissetmek Verb
görev de olmamak Verb
form unda olmamak Verb
formunda olmamak Verb
geçen yıldan kalan olmak Verb
rotasından çıkmış olmak Verb
kirası işlemez durumda olmak Verb
bir şeyi aramaya koyulmak Verb
sigarayı bırakmış olmak Verb
normalden sapmak Verb
alışılmamış yoldan gitmek Verb
sapa düşmek Verb
ayakı yerden kesilmek Verb
tartışılması bitmiş konu durumunda olmak Verb
konu dışına çıkmak Verb
resmen verilmiş olmamak Verb
(araba) trafikten kenara çekilmiş olmak Verb
yanlış yolda olmak Verb
üç puan düşmüş olmak Verb
(borsa) üç puan düşmüş olmak Verb
(borsa) üç puan inmiş olmak Verb
ağır harekete geçmek Verb
New York'a gitmekte olmak Verb
biriyle ilşkisini kesmek Verb
işyerinde bulunmamak Verb
doğru yönde olma
atlatılmak Verb
elden çıkarılacak kıymetler Noun
çok uzakta olmak Verb
biraz deli olmak Verb
çok uzakta olmak Verb
mükemmellikten çok uzak olmak Verb
zihinden atılan bir yük olmak Verb
birden ilgisini yitirmek Verb
acele yeni aletler gerekmek Verb
kapanmak Verb
doğru yoldan ayrılmak Verb
koparılmak Verb
temizlemek Verb
heyecana kapılmak, dalga vb. ile sürüklenmek.
dalga ile vb sürüklenmek Verb
hali vakti yerinde olmak Verb
toplumdan ayrı düşmek Verb
telefonla konuşurken bağlantı kesilmek Verb
telefonla görüşürken bağlantı kesilmek Verb
telefonla konuşurken hat kesilmek Verb
kötü durumda olmak Verb
açığa çıkmak Verb
para ceza sıyla kurtulmak Verb
para cezasıyla kurtulmak Verb
evlendirilmek Verb
bir şeyle sırf zevk için uğraşmak Verb
hiç şansı olmamak Verb
(US) yanlış yolda olmak Verb
toplu geziye katılmak Verb
yamanmak Verb
emekliye ayrılmak Verb
temizlemek Verb
yoksulluk çekmek Verb
oyalanmak Verb
ertelenmek Verb
büyük yanılgıya düşmek Verb
saçmalamak Verb
zırvalamak Verb
koparılmak Verb
yol haricine (garaja) park etmek Verb
meslekten ihraç edilmek Verb
(Br) avukatlık listesinden silinmek Verb
konunun tamamen dışına çıkmak Verb
müreffeh olmak Verb
hali vakti yerinde olmak Verb
hali vakti yerinde olmak Verb
aşınmak Verb
daha kötüye gitmek Verb
vergilere mahsup etmek Verb
mahsup edilebilecek alacak
fakir düşmek.
be badly off for (sugar etc.): (şeker vb.) az kalmak.
How are we off for coal:
Kömürümüz ne kadar kaldı?
(a) hali vakti yerinde olmak, zengin olmak, (b) üstün/avantajlı durumda olmak.
You are better off
where you are: Şimdiki durumunuz daha iyi.