bir yerde

Turkish-English Translation

  1. somewhere
  2. someplace
  3. Adverb in some sense
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

başka bir yerde
(Lat.) alio loco
gizli bir yerde
behind the arras
herhangi bir yerde
anywhere
uygun bir yerde
apropos
bir yerde aniden ortaya çıkmak
to blow into something Verb
bir yerde bir süre kalmak
to make abode at Verb
bir yerde bitivermek
to blow into something Verb
bir yerde bulunmak
to be based in something Verb
bir yerde bulunmak
to make a a Verb
bir yerde bulunmama
absence
bir yerde doğal olarak yetişen
indigenous Adjective
bir yerde duraklama
layover
bir yerde durmak
to draw a lob somewhere Verb
bir yerde etrafa bakmak
to look around something Verb
bir yerde etrafa bakmak
to look round something Verb
bir yerde geçmek
to be set against something Verb
bir yerde geçmek
to be set in something Verb
bir yerde gezinmek
to look round something Verb
bir yerde gezinmek
to look around something Verb
bir yerde hazır bulunanları saymak
to count the noses Verb
bir yerde ikamet etmek
to abide in a place Verb
bir yerde ikamet etmek
to abide at a place Verb
bir yerde kalma yasağı
local banishment
bir yerde kalmak
to lodge at Verb
bir yerde kalmak
to make one's abode at Verb
bir yerde kalmaya devam etmek
to continue at (in) a place Verb
bir yerde konaklama
continuance in a place
bir yerde konaklamak
to lodge at Verb
bir yerde kurulmak
to be based in something Verb
bir yerde kurulu olmak
to be based in something Verb
bir yerde maddi menfaati bulunmak
to have a stake in sth Verb
bir yerde mazeret siz olarak bulunmamak
to be absent without good excuse Verb
bir yerde mazeretsiz olarak bulunmamak
to be absent without good excuse Verb
bir yerde mevcut olmak
to be present at Verb
bir yerde olmuş olması gerekmek
to kick about Verb
bir yerde oturan kimse
resident
bir yerde oturma
occupancy
bir yerde oturmak
to dwell in a place Verb
bir yerde oturmaya devam etmek
to continue at a place Verb
bir yerde pansiyoner olarak kalmak
to board at something Verb
bir yerde sürekli kalamayan kişi
bird of passage (konuşma dili)
bir yerde üretilen başlıca ürün
staple commodities
bir yerde üslenmek
to be based in something Verb
bir yerde yatılı kalmak
to board at something Verb
bir yerde yer almak
to be based in something Verb
bir yerde yerleşmek
to settle down in a locality Verb
(in) bir yerde bir süre kalma
abidance
(in) bir yerde bir süre oturma
abidance
ailenin başka bir yerde iskân edilmesi
family relocation
aynı kategoride ya da bir yerde toplamak
to group together Verb
başka bir yerde dava açma yasağı
anti-suit injunction Noun, Law
başka bir yerde ikamet eden mal sahibi
absentee
belirli bir yerde iskân etmek
to localize Verb
belirli bir yerde ödenebilecek olan senet
domiciled bill
belirli bir yerde oturma
permis de séjour
bir hayvanın bir yerde ücretli olarak kalmasını sağlamak
to board out something Verb
bir hikâyeyi bir yerde geçirmek
to lay a story Verb
bir kimsenin belirlenen bir yerde günlük çalışma süresi
one's daily tour of duty Noun
bir uzvun olağandışı bir yerde bulunması
transposition
birini başka bir yerde görevlendirmek
to draft in someone Verb
birini başka bir yerde görevlendirmek
to draft someone into something Verb
birini denemek için bir süre bir yerde çalıştırmak
to place someone on probation Verb
dışarda bir yerde birkaç kuruş yatırmış olmak
to build up a financial nest egg somehere abroad Verb
gece bir yerde kalma
overnight stop
ikametgâhını belli bir yerde tespit etmek
to fix one's residence in a place Verb
İstanbul'a yakın bir yerde oturmak
to live in the neighbo u rhood of İstanbul Verb
kendini bir yerde bulmak
to fetch up Verb
mahkûmların ayrı bir yerde korunması
seclusion of prisoners
mazeretsiz bir yerde bulunmamak
to be absent without excuse Verb
merkezi bir yerde olmak
to be based in something Verb
seyirci olarak bir yerde bulunmak
to spectate Verb
yatırımların bir yerde toplaşması
concentration of investments
zarar verecek kadar bir yerde çok olmak
to infest Verb
bataklık yerde yetişen güzel kokulu bir bitki
gale
Turkish-English phrases from Zargan's own database