bosluk

Turkish-English Phrases

(araçlarda) baş üstü boşluğu
headroom
alt kenar boşluğu
bottom margin Information Technology
araba rüzgârı boşluğu
slipstream
asansör boşluğu
elevator shaft Noun, Construction
bir şehrin boşluğu
vacancy of a city
çene boşluğu
chap
cilt payı boşluğu
binding margins Information Technology
Dış Kenar Boşluğu
Outside Margin Information Technology
dolu şişedeki hava boşluğu
ullage
fiyat boşluğu
price gap
gabari boşluğu
headroom
gelir boşluğu
income gap
haber boşluğu
news lag
hava boşluğu
air pocket
hava boşluğu
air gap
hava boşluğu
pocket
hava boşluğu
air hole
iktidar boşluğu
vacuum of power
iktidar boşluğu
power vacuum Noun, Politics-Intl. Relations
kanun boşluğu
lacuna
kapasite kullanım boşluğu
capacity utilization gap
karın boşluğu
abdominal cavity Noun, Physiology
kenar boşluğu
margin Information Technology
kurul mevki boşluğu
commission vacancy
kuruldaki mevki boşluğu
commission vacancy
merdiven boşluğu
cage of a staircase
merdiven boşluğu
stairwell
ödemeler dengesi boşluğu
balance of payments gap
piston boşluğu
piston displacement
piyasa boşluğu
market gap
piyasa boşluğu
market hole
satır başı boşluğu
indentation Noun
sermaye boşluğu
capital gap
talep boşluğu
hiatus in demand
tam çalışma boşluğu
gross national product gap
üst kenar boşluğu
top margin Information Technology
yasa boşluğu
loophole in the law Noun, Law
yasa boşluğu
legal loophole Noun, Law
(gazete) boşluk doldurmak için kullanılan yazı
filler
(uçakta) boşluk toleransı
clearance limit
beden ya da organda boşluk
ventricle
bir savdaki boşluk
gap in an argument
bir savunmadaki boşluk
gap in the defence
birinin hayatında büyük boşluk bırakmak
to leave a big blank in sb's life Verb
bölünemez boşluk
non-breaking space Information Technology
bölünemez boşluk
nonbreak space Information Technology
boşluk
windage
boşluk
interstice
boşluk
cavitation
boşluk
clearance
boşluk
dead space
boşluk
hole
boşluk
blank Information Technology
boşluk
nothingness
boşluk
trough
boşluk
casus omissus
boşluk
room
boşluk
backlash
boşluk
nullity Noun
boşluk
vacancy
boşluk
cavity Noun
boşluk
pocket
boşluk
weightlessness
boşluk
inanity Noun
boşluk
lacuna
boşluk
space Information Technology
boşluk
clearance volume
boşluk
margin
boşluk
emptiness
boşluk
expanse
boşluk
vanity Noun
boşluk
idleness
boşluk
hollow
boşluk
looseness
boşluk
unemployment
boşluk
gap
boşluk
shack
boşluk
vacuity
boşluk
window Noun
boşluk
vacuum
boşluk
interval
boşluk
float
boşluk
hiatus
boşluk
separation
boşluk
sinus
boşluk
socket
boşluk
spacing
boşluk
blankness
boşluk
chamber
boşluk
chasm
boşluk
discontinuity
boşluk
gape
boşluk
hollowness
boşluk
inane
boşluk
incavation
boşluk
interspace
boşluk
mile
boşluk
void
boşluk
voidance
boşluk doldurmak
to close a gap Verb
boşluk karakteri
blank character Information Technology
boşluk karakteri
space character Information Technology
boşluk ölçümü
vacuum gauge
boşluk payı
headroom
boşluk payı
free play
boşluk suyu basıncı
pore pressure, pore water pressure Noun, Construction
boşluk yaratmak
to cause a vacancy Verb
dikey aralama (matbaacılıkta , satırlar arası boşluk bırakma
vertical spacing
hukuki boşluk
legal loophole Law
hukuki boşluk
loophole Law
içinde boşluk duymak
to feel an emptiness Verb
iki sütun arasındaki boşluk
intercolumnation
istenen boşluk
hard space Information Technology
kanunda boşluk
gap in the law
kelimeler arası boşluk
interword gap
mali boşluk
financial gap
merdiven için bırakılan boşluk
wellhole
metin satırları arasında boşluk bırakılmamış daktilo yazısı
single space
peritoneal boşluk
peritoneal cavity Noun, Anatomy
rahat boşluk
free play
sayfa altındaki boşluk
tail
serbest boşluk
free play
siyasi boşluk
political vacuum Noun, Politics-Intl. Relations
teknik boşluk
technological gap
teknolojik boşluk
technological gap
yasadaki boşluk
legal loophole Law
yasadaki boşluk
loophole Law
yasal boşluk
legal loophole Law
yasal boşluk
loophole Law
yasal boşluk
legal gap Noun, Law
yıldızlar ve gezegenler arasındaki boşluk
outer space
Turkish-English phrases from Zargan's own database

boşluk
Yer küresi üzerinde kara ve denizler ... mekânın herhangi bir parçası