breeding

English-Turkish Translation

  1. Noun doğ(ur)ma, üre(t)me, üretim, yetiş(tir)me.
    breeding season: (kuşlarda) kuluçka mevsimi, (diğer
    hayvanlarda) çiftleşme mevsimi.
  2. Noun (bitki/hayvan türlerini) ıslah etme, iyileştirme.
  3. Noun melezleştirme, melez tür yetiştirme.
  4. Noun görgü, soy(luluk).
    He is a man of good breeding: Görgülü/soylu bir kişidir.
  5. Noun muaşeret, görgü, terbiye.
    to lack breeding: görgüsü/terbiyesi kıt olmak.
  6. Noun, Physics üretim: atom çekirdeklerinin parçalanması ve yerdeşlerin oluşumu.
    breeding ratio: üretim oranı,
    bir üretken tepkileşimlikte üretilen yeni çekirdeksel yakıt tutarının bölünme sürecinde harcanan yakıt tutarına oranı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

animal breeding
hayvan yetiştirme
animal breeding
hayvan besleme
animal breeding
hayvan besileme
cattle breeding
hayvancılık
cattle breeding
sığırcılık Noun
cross breeding
melez ırk yetiştirme
Department of Large and Small Ruminant Breeding
Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Daire Başkanlığı Noun, Organizations
fish breeding
balık üretme
good breeding
iyi eğitim
good breeding
edep
ill- breeding
eğitim görmemişlik
ill- breeding
terbiyesizlik
ill- breeding
görgüsüzce davranışlar
in breeding
aynı kandan olanlar arasında evlenmeler
lack breeding
görgüsüz olmak Verb
lack breeding
terbiyesi kıt olmak Verb
lack of breeding
terbiye görmemiş
lack of good breeding
terbiyesizlik
pig breeding
domuz yetiştirme
plant breeding
bitki yetiştirme
stock breeding
sığır yetiştirme
breeding company
hayvan ve bitki yetiştiren şirket
breeding race horses
atçılık
beast kept for breeding purposes
damızlık
disease breeding occupation
hastalığa yol açan uğraş
Department of Breeding and Improvement
Islah ve Geliştirme Daire Başkanlığı Noun, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database