damarda yırtılma
Noun, Medicine
damarın patlaması
Noun, Medicine
damar yırtılması
Noun, Medicine
zincirlerini koparmak
Verb
birisine birdenbire görünmek.
The truth burst (in) upon me: Birdenbire gerçeği anladım (Kafama dank dedi.).
kapıyı kırarak açmak
Verb
: tıkabasa/hıncahınç dolmak.
There was so many people that the hall was bursting at the seams:
Halk salonu hıncahınç doldurmuştu.
birdenbire çıkmak/fışkırmak, ânî çıkış yapmak/söylemek.
birdenbire lâfa karışmak.
gözlerinden yaşlar boşanmak, gözyaşı dökmek.
tekil kip
Information Technology
çoklu çekim
Noun, Photography
birden sahne de belirmek
Verb
birden sahnede belirmek
Verb
birdenbire fırlamak/fışkırmak/bağırmak.
kapıyı hızla iterek açmak
Verb
tutuşmak, alev alev yanmak.