cabin

  1. kulübe, kabin.
  2. kaptan kamarası.
  3. (yolcu gemilerinde) kamara, 4.
    cabin class ile ayni anlama gelir. (gemide) ikinci mevki.
  4. (uçakta) pilot, yolcu ve hosteslere ayrılan kısım. (bkz: cockpit ).
  5. (kulübeye/kabine vb.) kapatmak, kapanmak, kulübede vb. yaşamak.
kamarasına çekilmek Verb
radyo yayın kabini
güverte kamarası
güverte kamarası (turistik mevki
turist kamarası
şoför mahalli
sürücü kabini Noun, Transport
(uçak veya gemide) turistik sınıfa ayrılan bölüm
birincisınıf kamara
birinci sınıf kamara
(Br) ikinci mevki yolcu kamarası
geminin baş tarafındaki kamara
ahşap kulübe Noun, Construction
yolcu kamarası
basınçlı oda/kabin.
basınca dayanıklı kabin
birinci sınıf kamara
ikinci sınıf kamara
ikincisınıf kamara
ikinci sınıf kamara
kamara
tek kişilik birinci sınıf kamara
küçük kamara
rahat kamara
lüks kamara
turistik mevki kamara
bir kamarayı tanzim etmek Verb
(yat vb. de) güverteden yukarıya kadar uzanan kabin/kamara.
kamarot
kabin görevlisi Noun, Air Traffic
kabin memuru Noun, Air Traffic
uçuş görevlisi Noun, Air Traffic
host (erkek) Noun, Air Traffic
hostes (kadın) Noun, Air Traffic
yolcunun yanına aldığı bagaj
muço, kamarot.
turist mevkiinin üzerindeki mevki
birinci mevkiin altında
kabin ekibi Noun, Transport
kamaralı motorlu yat.
kapanma bunalımı: uzun süre kapalı veya ücra bir yerde yaşama sonunda duyulan cansıkıntısı, üzüntü ve bunalım. Noun
ikinci mevkide seyahat eden yolcu
kamara yolcusu
güverte lumbozu
uçak hostesleri Noun