cheer

  1. Noun alkış, sevinç çığlığı: teşvik/tasvip/tebrik vb. için bağırma.
    loud cheers: şiddetli alkışlar.
  2. Noun sporcuları teşvik veya başarılarından duyulan sevinci ifade için haykırılan sözler: ya ya ya! şa şa şa!
    gibi.
    to give three cheers: üç defa bağırmak.
    Three cheers for F.: Yaşasın F!
  3. Noun neşe/sevinç/memnuniyet/cesaret veren veya teşvik/teskin eden şey.
    words of cheer: cesaret verici sözler.
  4. Noun ruh haleti.
    What cheer? Ne var ne yok? Nasılsın?
  5. Noun sevinç, kıvanç, neşe, memnunluk, canlılık.
    He's always full of cheer in summer.
  6. Noun konukseverlik, misafiri güleryüzle/sevinçle karşılama/ağırlama.
  7. Noun yiyecek, gıda, erzak.
    Tables were overflowing with good cheer.
  8. Noun yüz ifadesi.
  9. Verb alkışlamak, alkış tutmak, sevinç çığlıkları atmak.
    The crowd cheered for the new chammpion.
  10. Verb tempo tutarak bağırmak, çığlıklarla kendi oyuncularını teşvik/tebrik etmek. ya ya ya vb. diye bağırmak.
  11. Verb
    cheer up: neşelen(dir)mek, sevin(dir)mek, memnunluk/kıvanç duy(ur)mak, içini açmak, gönlünü ferahlatmak.

    The good news cheered her up.
    cheer up! Üzülme! Keyfine bak! Günlünü ferah tut!
  12. Verb cesaretlen(dir)mek, cesaret vermek/bulmak, teşvik etmek, maneviyatını kuvvetlendirmek.
    The trapped
    miners we cheered when they heard the shouts of their friends.
  13. Verb belirli bir ruh halinde bulunmak.
sevinmek, sevinçli ve umutlu olmak, sevinç/kıvanç duymak, gönlü ferahlamak.
Be of good cheer!
Gönlünü ferah tut! Cesaretini yitirme!
nefret, tiksinme, hakaret ifade eden ve dudaklarla dışarı uzatılan dil arasından çıkarılan bir ses.
raspberry
ile ayni anlama gelir.
neşe, sevinç, cesaret.
to be of good cheer: neşeli/cesur olmak. Noun
eğlence, ziyafet, zevk-u safa.
to make good cheer: eğlenmek. Noun
âlâ gıda ve içki, yeme ve içme.
to be fond of good cheer : boğazına düşkün olmak. Noun
spor karşılaşmalarında
vb taraftarlara tezahürat yaptırtan kişi
amigo
mitinglerde
teşvik etmek.
cheer someone on (to do something): bir kimseyi (bir şey yapmaya) teşvik etmek.
efkâr dağıtmak Verb
içinıaçmak Verb
teselli etmek Verb
neşelenmek Verb
neşelendirmek Verb
moralini düzeltmek Verb