coax

  1. tatlı sözlerle kandırmak, ikna etmek, gönlünü yapmak, dil dökmek, yaltaklanmak, pohpohlamak.
    Why mothers
    often have to coax children to eat things that are good for them?
  2. tatlı sözlerle yüze gülerek istediğini elde etmek.
    coax a thing out of a person: birisini tatlı
    sözlerle kandırıp birşeyini almak.
  3. maharet veya gayretle istediği sonuca varmak.
    He coaxed the large chair through the door: Kocaman
    sandalyeyi ustalıkla kapıdan geçirdi.
  4. (a) (bkz: fondle ), (b) (bkz: fool ), (bkz: deceive ).
  5. Electronics (bkz: coaxial cable ).
  6. eksendeş/koaksiyal kablo: yüksek frekanslı telefon, radyo, TV işaretlerini iletmekte kullanılan ve iletkenlerinden
    biri içi boş silindir, öbürü bu silindirin eksenine yerleştirilmiş telden ibaret kablo.
tatlı sözlerle kandırarak bir şeyler elde etmek Verb
ikna etmek Verb