come out

English-Turkish Translation

  1. (a) dışarı çıkmak.
    to come out of a room. (b) yayınlanmak, intişar etmek.
    When does John's
    new book come out? (c) meydana çıkmak, duyulmak, yayılmak.
    It came out that she'd been stealing from her friend. (d) gözükmek, görünmek, zuhur etmek, (çiçek) açmak.
    The stars came out as soon as it was dark. (e) (anlam/manâ) anlaşılmak, açık/vazıh olmak.
    The meaning of his speech didn't come out well. (f) fotoğrafta) çıkmak.
    Mary always comes out well in pictures. (g) (fotoğraf) develope edilmek.
    The pictures I took last week didn't come out yet. (h) (genç kız) ilk defa toplantılara gitmek, sosyeteye takdim edilmek.
    Jane is coming out next spring. (i) (işaret, leke, renk) çıkmak, kaybolmak.
    I've washed this shirt twice, but the ink still hasn't come out. (j) işi bırakmak, çalışmayı reddetmek.
    The workers in every factory are coming out in support of the dismissed men. (k) derece/mevki almak, … gelmek.
    I came out first in the examinations. (l) çıkmak.
    My answer to the question came out right: Soruya verdiğim yanıt doğru çıktı. (m) sonuçlanmak, sonuç vermek, sona ermek.
    The fight came out badly.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

come out into the open with one's plan
planlarını açıklamak Verb
come out into the open with one's plans
planlarını açıklamak Verb
come out of one's shell
çevresiyle ilgilenmek, başkalarile dostluk kurmak, kabuğundan çıkmak.
come out against
karşı çıkmak, karşı gelmek, muhalefet etmek.
The American government came out against the new British plan.
come out against sth
karşı çıkmak Verb
come out at
çıkmak Verb
come out at
(hesap) baliğ olmak Verb
come out at
tutmak Verb
come out at the little end of the horn
fazla kâr sağlayamamak Verb
come out at the small end of the horn
kaybeden taraf olmak Verb
come out for
desteklemek, müzaheret etmek, lehinde olmak.
The Liberal Party came out for the new tax system.
come out in
(hastalık vb. sonucunda vücudunda leke, kızartı vb.) peyda olmak, zuhur etmek, çıkmak, görülmek.
Jo
has come out in spots so I'm keeping him off the school.
come out in favour (of)
lehine karar vermek Verb
come out in favour of
kabul etmek Verb
come out in rash
kurdeşen olmak Verb
come out in rash
ürtiker olmak Verb
come out in the wash
(a) (utandırıcı bir durum) eninde sonunda /günün birinde ortaya çıkmak, herkesçe duyulmak, şayi olmak,
(b) sonu iyi gelmek, sonunda her şey düzelmek/temize çıkmak.
come out into the open
(gizli şeyler) açığa vurulmak Verb
come out of
(bir yerden) dışarı çıkmak Verb
come out of
(leke) çıkmak Verb
come out of a coma
komadan çıkmak Verb, Medicine
come out of an affair with honour
bir işten alnı açık çıkmak Verb
come out of date
modası geçmek Verb
come out of fashion
modası geçmek Verb
come out of hiding
saklandığı yerden çıkmak Verb
come out of school
okulu bitirmek Verb
come out of something
birşeye sonuç teşkil etmek Verb
come out of something
birşeyden sonuç olarak çıkmak Verb
come out of something
birşeyi atlatmak Verb
come out of something
birşeyin sonucunda ortaya çıkmak Verb
come out of something
birşeyin sonucu olmak Verb
come out of something
birşeyden kurtulmak Verb
come out of something
birşeyden çıkmak Verb
come out of the closet
durumunu açıkça kabul etmek Verb
come out of the closet
kendini ortaya koymak Verb
come out of the market
(borsa) teklif edilmek Verb
come out of yourself
kendine güven kazanmak Verb
come out of yourself
kendine güveni yerine gelmek Verb
come out on strike
greve gitmek Verb
come out on the right side
sağ tarafından kalkmak Verb
come out on the wrong side
ters tarafından kalkmak Verb
come out on top
birinci olmak Verb
come out strongly for a proposition
bir teklifi kuvvetle desteklemek Verb
come out strongly for a proposition
teklifi kuvvetle desteklemek Verb
come out top
(derslerde) birinci olmak Verb
come out with
(a) söylemek, ağzından kaçırmak, birdenbire söze karışmak, pat diye söyleyivermek, itiraf etmek.
Bill
came out with a foolish remark which annoyed his old uncle. (b) yayınlamak, piyasaya çıkarmak, halkın yararlanmasına sunmak.
We're going to come out with a great dictionary next year.
come out with something
birşey öne sürmek Verb
come out with something
birşey ortaya atmak Verb
come out with something
birşey söylemek Verb
come out wrong
yanlış çıkmak Verb, Mathematics
(crowd) to come out in a hurry
boşalmak Verb
the dye will come out it the wash
boyası yıkanınca çıkar
Truth will come out.
Gerçek ortaya çıkacak.
come right out with something
birşeyi pat diye söylemek Verb
come right out with something
birşeyi söyleyivermek Verb
come right out with something
birşeyi pattadanak söylemek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database