confiscate

  1. zorla almak, el koymak, müsadere etmek, topla(t)mak, zaptetmek, haczetmek.
    The teacher confiscated
    my radio because he heard me playing in the class. The heroin was confiscated by the police.
  2. kamulaştırmak, istimlâk etmek.
    The government has confiscated my property in order to build a new road.
  3. el konulmuş, müsadere edilmiş, kamulaştırılmış.
el koyulan eşya Noun
müsadere Noun, International Law
kazanç müsaderesi Noun, Criminal Law
eşya müsaderesi Noun, Criminal Law
(Lat) hazinece el konulmuş mallar
zapt edilen kaçak mallar Noun
müsadere edilen kaçak mallar Noun
el konulan mallar Noun
toplatmak toplattırmak Verb