correspondence

English-Turkish Translation

  1. Noun tekabüliyet
  2. Noun, Media-Publishing yazı işleri
  3. Noun
    correspondency ile ayni anlama gelir. uygun olma/gelme/bulunma, karşılık olma, tetabuk/tevafuk etme.
  4. Noun benzerlik, müşahebet.
  5. Noun uygunluk, tevafuk, tekabül.
  6. Noun mektuplaşma, haberleşme, yazışma.
  7. Noun (teati edilen) mektuplar.
    The library bought all the correspondence between Queen Victoria and her daughters.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

attend to one's correspondence
mektup bulara cevap vermek Verb
attend to one's correspondence
mektuplara cevap vermek Verb
be in arrears with one's correspondence
cevap bekleyen birikmiş mektupları olmak Verb
cut off one's correspondence with sb
biriyle yazışmayı kesmek Verb
fall behind with one's correspondence
yazışmaları birikmek Verb
go through one's correspondence
gelen mektupları okumak Verb
place the correspondence on one's files
yazışmaları dosyaya kaldırmak Verb
arrears of correspondence
cevaplandırılmamış biriken mektuplar Noun
attend to the correspondence
postanın icabına bakmak Verb
banker's correspondence
banka muhabiri
banker's correspondence
muhabir banka
be in correspondence
yazışmak Verb
be in correspondence
mektuplaşmak Verb
break off correspondence
mektuplaşmayı kesmek Verb
business correspondence
ticari yazışma
carry on a correspondence
yazışmaya devam etmek Verb
carry on a correspondence
yazışmayı sürdürmek Verb
close correspondence
mahrem yazışma
close correspondence
sık sık yazışma
close correspondence
gizli yazışma
collection correspondence
tahsilat yazışması
commence a correspondence
bir yazışmaya başlamak Verb
commence a correspondence
yazışmaya başlamak Verb
commercial correspondence
ticari haberleşme
commercial correspondence
ticari yazışma
conduct the correspondence
yazışmayı yürütmek Verb
discontinue a correspondence
yazışmayı bırakmak Verb
do a lot of correspondence
çok yazışma yapmak Verb
enter into correspondence
yazışmaya başlamak Verb
follow up on correspondence
cevap bekleyen mektupları cevaplandırmak Verb
foreign correspondence
dış muhaberat
foreign correspondence
yabancı ülkelerle yapılan yazışma
freedom of correspondence
haberleşme özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
get through a lot of correspondence
mektuplarının büyük bölümünü yazıp bitirmek Verb
government correspondence
resmi makamlarla yazışma
hold a correspondence
yazışmak Verb
keep a secret correspondence
gizli gizli mektuplaşmak Verb
keep up a correspondence
mektuplaşmayı sürdürmek Verb
keep up a secret correspondence
gizli gizli mektuplaşmak Verb
legal correspondence
hukuki yazışmalar
look over a correspondence
mektuplara bakmak Verb
maintain a correspondence
yazışmayı sürdürmek Verb
official correspondence
resmi yazışma
open a correspondence
yazışmaya başlamak Verb
open a correspondence
bir yazışmaya başlamak Verb
outstanding correspondence
cevap bekleyen mektup bular
outstanding correspondence
bekleyen yazışma
outstanding correspondence
henüz muamele görmemiş
outstanding correspondence
cevap bekleyen mektuplar
pile of correspondence
birikmiş mektup yığını
polish off arrears of correspondence
cevap bekleyen yazışmaları bitirmek Verb
postal correspondence
posta ile gelen mektup bular
postal correspondence
posta ile gelen mektuplar
private correspondence
kişiye özel yazışma
right to correspondence
haberleşme hakkı Noun, Rights-Freedoms
secrecy of correspondence
yazışmanın gizliliği
secrecy of correspondence
yazışmanın mahremiyeti
secrecy of correspondence
haberleşmenin gizliliği Noun, Rights-Freedoms
stand in correspondence
mektuplaşmak Verb
vote by correspondence
posta ile oy verme
correspondence card
posta kartı
correspondence classes
mektup yazma kursları Noun
correspondence clerk
muhabere memuru
correspondence clerk
yazışmayı yürüten memur
correspondence college
yazışma okulu
correspondence column
okuyucu mektupları sütunu
correspondence course
mektupla ders.
correspondence officer
tahrirat katibi Noun
correspondence school
mektupla öğretim okulu.
correspondence supply
yazı malzemesi
correspondence ticket
aktarma bileti
be in correspondence with sb
mektuplaşmak Verb
be in correspondence with sb
biriyle mektuplaşma kta olmak Verb
commercial correspondence course
ticari yazışma kursu
enter into correspondence with sb
biriyle mektuplaşmaya başlamak Verb
foreign correspondence clerk
(banka) dış muhabir
keep up a secret correspondence with sb
biriyle gizlice yazışmak Verb
resume a correspondence with sb
biriyle yazışmaya yeniden başlamak Verb
resume correspondence with
biriyle yeniden mektuplaşmaya başlamak Verb
resume correspondence with sb
biriyle yeniden mektuplaşmaya başlamak Verb
subject the correspondence to censorship
haberleşmeyi sansüre tabi tutmak Verb
subject the correspondence to censorship
haberleşmeyi sansüre tâbi tutmak Verb
written work or correspondence (in a government office
tahrirat
English-Turkish phrases from Zargan's own database