dürüm

English Turkish Phrases

durum (wheat)
makarnalık buğday
(Triticum durum): unundan makarna yapılan sert buğday türü. Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

dürüm biçiminde pasta
swiss roll
acil durum
emergency state
acil durum
emergency
acil durum
panic stations
acil durum
urgent case
acil durum
critical situation
acil durum
emergency situation Noun
acil durum planı
emergency plan Noun
acil durum programı
emergency program (me
acil durum yasaması
emergency legislation
alışılmış durum
normal
ara durum
borderline case
aykırı durum
exception Noun
bağımlı durum
dependent condition
beklenmedik durum
unforeseen event
belirsiz durum
toss up
belirsiz durum
borderline case
berbat durum
morass
berbat durum
snafu
berbat durum
sorry state
bir durum
conspiracy of silence
bölgesel durum
local situation
bozuk mali durum
shattered finances Noun
ciddi durum
grave situation
dar durum
pinched circumstances
darmadağın durum
devil among the tailors
dış ekonomik durum
external economic situation
dostça durum
friendly footing
durağan durum
stationary state
durum
status Noun
durum
state Noun
durum
state of affairs Noun
durum
situation Noun
durum
position Noun
durum
condition Noun
durum
conditions Noun
durum
standing Noun
durum
circumstance Noun
durum
circumstances Noun
durum
setting Noun
durum
context Noun
durum analizi
situation analysis Management
durum bazında
case by case
Durum çubuğu
Status bar Information Technology
durum gereği
by force of circumstances
durum gereği
the demands of the case
durum gerektirdiğinde
as the circumstances may require
durum komedisi
sitcom Noun, Cinema
durum komedisi
situation comedy Noun, Cinema
durum lambası
position light Noun, Aviation
durum lambası
running light Noun, Aviation
durum planı
situation map
durum planı
plan of site
durum planı
general plan
durum raporu
report on the situation
durum raporu
situation report
durum raporu
fact- finding survey
durum raporu
estimate of the situations
durum tespiti
due diligence
ekonomik durum
economic condition
ekonomik durum
economic situation
elverişli durum
opportunity Noun
elverişsiz durum
handicap
fevkalade durum
extraordinary situation
fevkalade durum
gas
fiili durum
actual circumstances
fiili durum
de factosituation Noun
finansal durum
financial position
finansal durum
financial state
finansal durum
statement of (financial) condition
finansal durum soruşturması
status enquiry
genel durum
generality Noun
genel durum
overall position
genel durum
general situation
gerçek durum
real state of affairs
gerçek durum
actual circumstances
gerektiren durum
exigency exigence
gergin durum
tense situation
gergin durum
tough spot
güç durum
hole
güç durum
trying situation
güç durum
box
güç durum
tickler
güç durum
sticky wicket
güç durum
fix
güç durum
spot
güç durum
awkward position
güç durum
knot
güç durum
quandary
güvenli durum
footing
hâkim durum
commanding position
hâkim durum
dominant position Noun, Competition Law
hukuki durum
legal situation Noun, Law
hukuki durum
legal position Noun, Law
hukuki durum
legal plea
hukuki durum
legal standing
ibretlik durum
sorry state
içinden çıkılamaz durum
impasse
iki şıklı durum
dilemma
istisnai durum
exceptional circumstances
istisnai durum
isolated case
istisnai durum
exceptional case
istisnai durum
exceptional position
ivedi durum
emergency Information Technology
kabul edilebilir durum da
in fair condition
kaçınılması olanaksız güç durum
fine force
kanuni durum
legal situation
karışık durum
snarl
karmakarışık durum
jumble
karmakarışık durum
tangle
katı durum
solid state Information Technology
kesat durum
lull in business
kötü durum
mire
kötü durum
damaged condition
kötü durum
predicament Noun
kötü durum
plight
kötü durum da
in bad condition
kritik durum
critical circumstances
kritik durum
conjuncture
kritik durum
strange pass
kusursuz durum
faultless condition
maddi durum
financial situation Noun
mali durum
financial situation
mali durum
financial standing Noun, Accounting
mali durum
financial status
mali durum
financial rating
mali durum
fiscal situation
mali durum
funds statement
mali durum
financial state
mali durum
finances
mali durum
finance
mali durum
financial
mali durum
financial position
mali durum
financial condition
mali durum
pecuniary circumstances
mali durum hesapları
financial accounts Noun
mali durum raporu
statement of financial position
medeni durum
marital status
mesleki durum
professional status
mevcut durum
state of play
muhtaç durum
necessitous circumstances
muhtaç durum
stringent necessity
mükemmel durum
ideal condition
müşkül durum
lurch
müşkül durum
difficulty Noun
müşkül durum
sad (sorrow) pickle
müşkül durum
predicament Noun
müşkül finansal durum
financial reverse
nazik durum
delicate situation
nazik durum
on thin ice
nazik durum
ticklish situation
olağanüstü durum
disaster Information Technology
olağanüstü durum
state of emergency
olağanüstü durum
emergency
olmayacak durum
impossible situation
önceki durum
quot ante status
özel durum
special case
özel durum
individual case
parasal durum
pecuniary circumstances
parasal durum
monetary survey
parasal durum
monetary situation
politik durum
political situation
sağlam durum
sound condition
sarsılan durum
decayed circumstances
sefil durum
wretched circumstances
sigortalanmış durum
insured event
sigortalı durum
insured matter
sıkıcı durum
hot seat
sıkıntılı durum
distressed condition
sıkıntılı veya güç durum
pickle
şimdiki durum
status quo
sınır durum
borderline Noun, Psychoanalysis
sıvı durum
liquid form
skandallı durum
scandalous condition
sosyal durum
station in life
sosyal durum
social status
sosyoekonomik durum
socia-economic status
tehlikeli durum
hazardous situation
tehlikeli durum
dangerous state
tehlikeli durum
situation in danger
tekelci durum
monopolistic position
tercihli durum
preferential position
tıbbi durum
medical condition Noun, Medicine
toplumsal durum
status
uluslararası durum
r o situation
ümitsiz durum
hopeless plight
üzücü durum
sorry state
yasal durum
legal status Noun, Law
yatık durum
list
yoksul durum
indigent circumstances
zihinsel durum
mental status Noun, Medicine
zor durum
dilemma
zor durum
razor's edge
zor durum
crunch
zor durum
predicament Noun
zor durum
straits
zor durum
quagmire
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Dürmek işi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

durum
Bir şeyin ... vaziyet, hal