dık

Turkish-English Phrases

başı dik
with head erect
başı dik dolaşmak
to walk tall Verb
başı dik yürümek
to walk with one's head in the air Verb
başı dik yürümek
to walk with one's head high Verb
başını dik tutmak
to stand tall Verb
başını dik tutmak
to carry Verb
başını dik tutmak
to perk Verb
başını dik tutmak
to hold one's head high Verb
cephesi dik ve geniş
bluff
çiçekleri dik tutmak için vazo içine konulan ağır tutucu
frog
çok dik
precipitous Adjective
dar ve dik yamaçlı vadi
gorge
dik
sheer
dik
standing
dik
abrupt
dik
plumb
dik
orthogonal
dik
normal
dik
stiff
dik
on end
dik
starched
dik
stand up
dik
right
dik
obstinate
dik
steep
dik
straight
dik
erect
dik
uphill
dik
vertical
dik
square
dik
scrap
dik
perpendicular
dik
rigid
dik
aplomb
dik
upright
dik
high
dik
rectangular
dik
strict
dik
arduous
dik
bold
dik
cliffy
dik
contrary
dik
endways
dik
headlong
dik
hilly
dik
up-and-down
dik açı
right angle
dik açı
vertical angle Noun, Geometry
dik açıklık
declination Noun, Astronomy
dik başlı
stiff necked
dik başlı
conceited
dik başlı
intractable
dik başlı
obstinate
dik başlı
opinionated
dik başlılık
obstinacy Adjective
dik bir şekilde
steeply Adverb
dik çatı
hip roof
dik dam
high- pitched roof
dik dam
steep roof
dik dik bakmak
to glower Verb
dik dik bakmak
to glare Verb
dik dik bakmak
to fix with Verb
dik duran bir tutam saç
cowlick
dik durdurmak
to set up Verb
dik durmak
to stand tall Verb
dik durmak
to straighten up Verb
dik durmak
to hold oneself erect Verb
dik durmak
to stand Verb
dik hat
perpendicular line
dik kafalı
bul headed
dik kafalı
obstinate
dik kafalı
headstrong
dik kafalı
pigheaded
dik kayalık
bluff
dik kayalık
escarpment
dik oturmak
to sit up Verb
dik planya tezgâhı
vertical mill
dik prizma
right prism Noun, Geometry
dik rüzgâr
(mar) head wind
dik saçlı
golliwog
dik tutmak
to support Verb
dik tutunuz
keep upright
dik üçgen
right angle Noun, Geometry
dik ve düşmanca bakışlı
glaring
dik ve yüksek yaka
dog- collar
dik yaka
choker
dik yakalı
high-necked
dik yamaçlı vadi
draw
dik yol
hilly road
el ve ayakların hafif hareketleriyle su içinde dik durmak
to tread water Verb
kale duvarının hemen altından başlayan dik yamaç
escarpment
merdiven basamağının dik yüzü
riser
omuzlarını dik tutmak
to square one's shoulders Verb
sarmaşık parmaklığıyla dik tutturmak
to trellis Verb
tepesi az eğimli eteği daha dik çatı
mansard roof
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Fiilden isim yapma eki
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

dik
bk. –dık
dik
Kazan, çömlek, toprak tencere
dik
Horoz
dik
Bulunduğu yere göre insanın ayakta durma ... tarafa doğru eğikliği olmayan