davacı

Turkish-English Translation

  1. Noun, Law claimant
  2. Noun, Law plaintiff
  3. prosecutor
  4. suitor
  5. Noun, Law litigant
  6. petitioner
  7. orator
  8. Noun, Law complainant
  9. demandant
  10. reclaimant
  11. suer
  12. remonstrant
  13. impleader
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

davalı yanında müdahil
intervenor-defendant Noun, Law
(denizcilik) davacı
libellant
birlikte davacı
coplaintiff
boşanma davası açan davacı
the divorce petitioner
davalı ve karşı davacı
defendant and counter-plaintiff Noun, Law
davaya yeniden bakılması için temyize gönderen davacı
plaintiff in error
esas davacı
principal plaintiff
gizli davacı
sealed plaintiff Noun, Law
kadın davacı
demandress
karşı davacı
defendant (party) bringing counteraction
kimliği gizlenen davacı
sealed plaintiff Noun, Law
müdahil davacı
intervening party
müşterek davacı
joint plaintiff
ortak davacı
joint plaintiff
reşit olmayan davacı
infant
reşit olmayan davacı
infant plaintiff
temyiz davası açan davacı
appellant
davacı adına
for the plaintiff
davacı aleyhine karar vermek
to decide against the plaintiff Verb
davacı aleyhine konuşmak
to go against the plaintiff Verb
davacı avukat
attorney for the plaintiff
davacı avukat
barrister- at-law
davacı avukatı
plaintiff's counsel
davacı avukatı
plaintiff's attorney
davacı avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak
to appear for the plaintiff Verb
davacı eş
(divorce case) complaining spouse
davacı haklarının beyanı
declaration of plaintiff's rights
davacı ile anlaşmak
to stipulate with the plaintiff Verb
davacı lehinde karar vermek
to enter judgment for the plaintiff Verb, Law
davacı lehine karar
verdict for the plaintiff
davacı lehine karar vermek
to find for the plaintiff Verb
davacı lehine karar vermek
to enter judgment for the plaintiff Verb, Law
davacı lehine verilen karar
judgment given for the plaintiff Noun, Law
davacı mevduat hesabı
suitor's deposit account
davacı olarak mahkeme huzuruna çıkmak
to appear as plaintiff Verb
davacı şahidi
witness for the prosecution
davacı şirket
the applicant company
davacı şirket
applicant company
davacı taraf
litigant party
davacı taraf
prosecuting party
davacı taraf olan ancak davada kendi menfaati olmayan taraf
nominal plaintiff
davacı ve davalı
plaintiff and defendant
davacı ve davalıya
calumnia jusjurandum
davacı ve karşı davalı
plaintiff and counter-defendant Noun, Law
davacı vekili
plaintiff's counsel Noun, Law
davacı yanında müdahil
intervenor-plaintiff Noun, Law
(boşanma davası) davacı eş
complaining spouse
bir araba sürücüsünden davacı olmak
to prefer a charge against a motorist Verb
bir davada davacı lehine hüküm vermek
to pass a judgment for the plaintiff in a suit Verb
bir davada davacı lehine karar vermek
to pass a judgment for the plaintiff in a suit Verb, Law
bir davada davacı tarafından verilen ikinci cevap
rebutter
bir davaya davacı olarak katılmak
to join as plaintiff Verb
duruşma salonunda davacı tarafların bulunduğu kısım
pendency
hayali sahte davacı taraf
john doe
mahkemeye davacı olarak çıkmak
to appear as plaintiff Verb
mahkemeye davacı vekili olarak çıkmak
to appear for the plaintiff Verb
reşit olmayan namına davacı vasi
next friend
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Dâvâ eden, ... kimse, müddeî
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.