deliver

  1. dağıtmak, tevzi etmek (mektup vb.).
    The letters are delivered on weekdays only.
  2. teslim/tevdi etmek, vermek.
    deliver someone/sth (up/over) to someone: birine bir kimseyi/şeyi
    teslim etmek, devretmek.
    to deliver the prisoner to the police. to deliver a message to someone They delivered the town up to the enemy.
    This store delivers free of charge: Bu dükkân malı ücretsiz olarak evde teslim eder.
    to deliver an ultimatum: ültimatom vermek.
  3. (nutuk) söylemek/irat etmek.
    to deliver a speech.
  4. çıkarmak, dışarı vermek, püskürtmek, fışkırtmak.
    The oil well delivers 20 barrels a day.
  5. (tokat, yumruk vb.) atmak/aşketmek, vurmak.
    to deliver a blow/a ball. She delivered a hard blow to his jaw.
  6. kurtarmak, serbest bırakmak, azat etmek.
    They were delivered from bondage.
    deliver us from
    evil: Bizi kötülüklerden kurtar.
  7. doğurtmak, doğurmasına yardım etmek.
    deliver a woman (of a child): bir kadını doğurtmak.
    The
    doctor delivered Mrs Jones of twins.
    be delivered of
    k.d. doktor yardımı ile doğurmak.
  8. doğurmak.
    She delivered twins at 6 a.m.
  9. (düşünce/fikir vb.) ileri sürmek, ortaya atmak.
    deliver oneself of an opinion: bir fikri ileri sürmek.
  10. iddia/beyan etmek.
  11. .
kontrollü teslimat Noun
bir mülkü oğluna devretmek Verb
malını mülkünü devretmek Verb
hükmün tefhim edilmesi Noun, Law
boşaltma limanı Noun, International Law
indirmek Verb
tevzi etmek Verb
yapılacak görevler
yerine getirilecek görevler
(satış tarafındaki borsa simsarı) menkul kıymetleri alış tarafından borsa simsarına teslim etmemek Verb
teslim mecburiyeti
teslime hazır
teslimat yasağı
teslim etmeyi reddetme
satıcının teslim görevi
senedi birinin eline teslim etmek Verb
darbe vurmak Verb
yumruk atmak Verb
avukata dava özetini vermek Verb
iyi hal kâğıdı vermek Verb
bir suretini teslim etmek Verb
ders vermek Verb
bir senedi teslim etmek Verb
dava savunması yapmak Verb
dava savunması yapmak Verb
bir konu üzerinde nutuk çekmek Verb
bir kaleyi düşmana teslim etmek Verb
kararı açıklamak Verb
kararı bildirmek Verb
karar vermek Verb
ders anlatmak Verb
ders vermek Verb
mektup adresine teslim etmek Verb
mektup bu bu sahibine teslim etmek Verb
mektup teslim etmek Verb
uzun bir nutuk çekmek Verb
nota vermek Verb
nota vermek Verb
bir taahhüdü yerine getirmek Verb
bir vaadi yerine getirmek Verb
cevap vermek Verb
şok etmek Verb
şok vermek Verb
kısa bir konuşma yapmak Verb
konuşma yapmak Verb
söylev vermek Verb
telgraf vermek Verb
telefonla telgraf göndermek Verb
telefonla telgraf göndermek Verb
suçlu kararı vermek Verb
uyarı yapmak Verb
uyarıda bulunmak Verb
uyarmak Verb
malları rıhtımda teslim etmek Verb
bir belge vermek Verb
bir senet vermek Verb
fikrini beyan etmek Verb
nutuk vermek Verb
bir memlekete ültimatom vermek Verb
bagajı teslim etmek Verb
terhin etmek Verb
rehin koymak Verb
rehine vermek Verb
eve teslim etmek Verb
malları teslim etmek Verb
bir anlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirmek Verb
bir sözleşmeyi yerine getirmek Verb
malları güvertede teslim almak Verb
malları geminin güvertesine teslim etmek Verb
malları emaneten göndermek Verb
malları birinin adresine teslim etmek Verb
ödemede bulunmak Verb
ödeme olarak vermek Verb
emaneten tevdi etmek Verb
emaneten teslim etmek Verb
yörüngesine oturtmak Verb
birinin ellerine teslim etmek Verb
birinin ellerine teslim etmek Verb
gıyaben hüküm vermek Verb
bagajıni teslim etmek Verb
bagajı teslim etmek Verb
valizleri eve teslim etmek Verb
birine haber getirmek Verb
(sözünü/vadini) tutmak, yerine getirmek, (sözünde/vadinde) durmak.
Make sure he delivers on his promise.
tam vaktinde teslim etmek Verb
vaatlerini yerine getirmek Verb
taahhütlerini yerine getirmek Verb
bir kanun önergesine karşı çıkmak Verb
kendini benimseyerek belirtmek Verb
fikrini açıklamak Verb
idam edilmek üzere teslim etmek Verb
paketleri teslim etmek Verb
layiha teati etmek Verb
mülkiyetini vermek Verb
birini esaretten kurtarmak Verb
birini ölümden kurtarmak Verb
birinin birşeyden kaçmasını sağlamak Verb
birini birşeyden kurtarmak Verb
birini birinin eline teslim etmek Verb
birini birinin ellerine bırakmak Verb
birini birine teslim etmek Verb
bir şeyi birine evinde teslim etmek Verb
bir şeyi birinin evine teslim etmek Verb
bir şeyi emaneten teslim etmek Verb
bir şeyi birinin ihtimamına bırakmak Verb
bir şeyi birine görev olarak vermek Verb
sonradan teslim etmek Verb
anlaşmaya göre görevini yapmak.
malları rıhtımda teslim etmek Verb
malları taşıyıcıya emanet en teslim etmek Verb
malları taşıyıcıya emaneten teslim etmek Verb
malları geminin (uçağın) güvertesine teslim etmek Verb
postayı dağıtmak Verb
gelecek kuşaklara bırakmak Verb
vermek Verb
teslim etmek Verb
çalınan malları teslim etmek Verb
oy toplamak Verb
oy almak Verb
ipotek etmek Verb
öngörülen zaman süresi içinde teslim etmek Verb
Sökül paraları! (eski zamanlarda araba ile seyahat edenleri soyan eşkiyaların deyimi).
emaneten gönderilen mal
emaneten gönderilen mallar Noun