detained

  1. Adjective, Law gözaltındaki
  2. alıkonmuş
  3. gecikmiş
  4. tutuklanmış
  5. nezaret altına alınmış
tutuklanmak Verb
izinsiz kalmak Verb
oyalanmak Verb
alıkonulmak Verb
kanunsuz tutuklu
kaza yüzünden gecikmiş
buzlar arasında hapis kalmış
soruşturma için tutuklanmış
duruşmaya çıkarılmak üzere alıkonulmuş
tutuklu yabancı Noun, Politics-Intl. Relations
iş yüzünden gecikmiş
esir tutulmuş
tutuklu bulunan çocuklar Noun, Law
tutuklu kişi
gözaltındaki şahıs Noun, Law
Akıl Sağlığı Kanunu çerçevesinde zorunlu olarak tımarhaneye kapatılmak Verb
işi tarafından alıkonulmak Verb
iş tarafından alıkonulmak Verb
iş tarafından alıkonmak Verb
iş tarafından bırakılmamak Verb
iş yüzünden büroda kalmak Verb
limanda uzun süre beklemek Verb
duruşma için tutuklu bulunan şahıs
(US) duruşma için tutuklu bulunan şahıs