downright

  1. tamam, kesin, eksiksiz, ta kendisi, daniskası (kötü bir şey için kullanılır).
    a downright shame. You're
    a downright cheat. downright nonsense/thief/lie.
  2. dürüst, samimî, özü sözü bir, dobra dobra, açık/tok sözlü.
    a downright person. A downright kind of
    man who says just what he thinks. His downright answer left no doubt as to what he thought.
  3. tamamıyla, tamamen, büsbütün.
    He was downright terrified/angry/rude.
  4. doğrudan doğruya, apaçık, açıkça, dobra dobra, sözünü esirgemeden.
kesinlikle reddetmek Verb
dobra dobra
apaçık yalan
kesinlikle hayır
düpedüz saçma
apaçık gerçek