-
Adjective uykulu, uyuşuk, yarı uyur, rahavet/ağırlık basmış.
to feel drowsy: uykulu hissetmek.
-
Adjective ağır, sıkıcı, kasvetli, mağmum.
to grow drowsy: gittikçe ağırlaşmak/sıkıcı ve kasvetli olmak.
-
Adjective uyku veren.
a drowsy summer afternoon.
-
Adjective uykuda gibi, sakin, hareketsiz.