ekmek

Turkish-English Translation

  1. Noun job
  2. Noun food
  3. plant
  4. tend
  5. farm
  6. Noun bread
  7. Noun subsistence
  8. Noun livelihood
  9. toast
  10. implant
  11. sprinkle
  12. staple products
  13. Verb to sow
  14. Verb to cultivate
  15. Verb (salt , pepper) to sprinkle
  16. Verb (slang) to get rid of sb
  17. Verb to escape from
  18. Verb (money) to throw around
  19. total
  20. Verb to plant
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

baget ekmeği
baguette Food-Kitchen
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalardaki ekmek, pastalar, unlu mamuller ve şekerli ürünlerin perakende ticareti (NACE kodu: 47.24)
Retail sale of bread, cakes, flour confectionery and sugar confectionery in specialised stores (NACE code: G47.2.4) Noun, Trades-Professions
çavdar ekmeği
pumpernicel
çavdar ekmeği
rye bread
Ekmek, taze pastane ürünleri ve taze kek imalatı (NACE kodu: 10.71)
Manufacture of bread; manufacture of fresh pastry goods and cakes (NACE code: C10.7.1) Noun, Trades-Professions
ev ekmeği
household bread
glüten ekmeği
gluten-bread
hamburger ekmeği
wad
kepek ekmeği
whole-wheat bread
küçük sandviç ekmeği
muffin
mısır ekmeği
corn bread Food-Kitchen
mısır ekmeği
cornbread Food-Kitchen
tost ekmeği
a kind of bread suitable for making toasted sandwiches
(denizciler) yumuşak ekmek
to soft tommy Verb
bayat ekmek
stale bread Noun
beyaz ekmek
to french roll Verb
bir somun veya parça ekmek
to tommy Verb
birini ekmek
to blow off someone Verb
birini ekmek
to stand someone up Verb
bozkırı ekmek
to approve waste land Verb
diziler halinde tohum ekmek
to drill Verb
ekin ekmek
to crop Verb
ekşi maya ekmek
sourdough bread Noun, Food-Kitchen
ekşi mayalı ekmek
sourdough bread Noun, Food-Kitchen
günlük ekmek
to daily bread Verb
içi boş mayalandırılmış ekmek
to pitta Verb
izleyicilerini ekmek
to shake off one's pursuers Verb
kızarmış ekmek
to toast Verb
kuşku tohumları ekmek
to plant suspicion Verb
özel ekmek
to fancy bread Verb
saçma yoluyla tohum ekmek
to broadcast Verb
taze ekmek
to new bread Verb
tereyağı sürülmüş ekmek
to butty Verb
tereyağlı ekmek
to bread and butter Verb
tohum ekmek
to plant a seed Verb
tohum ekmek
to sow seed Verb
tohum ekmek
to seed Verb
toprağı ekmek
to cultivate the soil Verb
toprağı ekmek
to bring land under cultivation Verb
toprağı sürüp ekmek
to hack Verb
tuz biber ekmek
to add insult to injury Verb
tuz biber ekmek
to rub salt in the wound Verb
tuz biber ekmek
to make (a bad situation) worse Verb
tuz ekmek
to add salt to Verb
tuz ekmek
to salt Verb
üstüne tuz biber ekmek
to add insult to injury Verb
üzerine biber ekmek
to pepper Verb
üzerine tuz biber ekmek
to add insult to injury Verb
yeni toprak ekmek
to improve virgin land Verb
ekmek aslanın ağzında
(the bread is in the lion's mouth) it is hard to make a living
ekmek bayatladı
the bread has gone stale
ekmek bayatlamış
the bread has gone stale
ekmek bıçağı
bread knife Noun, Food-Kitchen
Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.
Let them eat cake. Sentence, History
ekmek düşmanı
(slang) wife and children Noun
ekmek gibi sık tüketilen ürünlerin satın alınması
repeat purchasing
ekmek içi
crumb
ekmek ikmalinde arıza
dislocation of bread supplies
ekmek kabuğu
crust
ekmek kapısı
the place where one works for one's living Noun
ekmek karnesi
bread unit
ekmek karnesi
bread ticket
ekmek karnesi
bread coupon
ekmek kavgası
the struggle to learn a living Noun
ekmek kırıntılarıyla kaplamak
to bread Verb, Food-Kitchen
ekmek kırıntısı
crumb
ekmek kıtlığı
bread shortage
ekmek kızartıcı aygıt
toast rack
ekmek kızartma çatalı
toasting fork
ekmek kuponu
bread coupon
ekmek kuyruğu
bread queue
ekmek mayası
baker's yeast Noun, Food-Kitchen
ekmek parası
modest livelihood
ekmek parası
cost of bread
ekmek peynir gibi satılmak
to sell like hot cakes Verb
ekmek peynir gibi satmak
to sell like hot cakes Verb
ekmek sepeti
bread basket
ekmek somunu
loaf
ekmek tahtası
breadboard Noun, Food-Kitchen
ekmek ve su hapsi
detention on bread-and-water diet
ekmek ve su ile yaşamak
to live on bread and water Verb
elektrikli ekmek kızartma makinesi
toaster
eve ekmek getirmek
to bring home the bacon Verb
fırında kızartılmış ekmek dilimi
rusk
ince Fransız ekmek somunu
baguette
Katolik kilisesinde mukaddes ekmek kutusu
pyx
kutsal ekmek ve şarap
Sacrament Noun, Religion-Faith
parasız ekmek veya yemek almak için kuyruk
bread line
peynir ekmek gibi satılmak
to sell like hot cakes Verb
süpermarkette satış yapan ekmek fırını
on- premises bakery
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Unun su ile yoğrulmasından elde edilen ... başlıca gıdâsı olan yiyecek
  2. Toprağa tohum ... veya gömmek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.