ekonomik

Turkish-English Translation

  1. economic
  2. economical
  3. Adjective affordable
  4. provident
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD) Proper Name, International Economy
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi
International Covenant on Economic, Social and Cultural Rights Noun, International Law
Ülke yönetimi ve toplumun ekonomik ve sosyal politikalarının yönetimi (NACE kodu: 84.1)
Administration of the State and the economic and social policy of the community (NACE code: O84.1) Noun, Trades-Professions
(alet) ekonomik
saver
ekonomik abluka
economic blockade
ekonomik açı
economic angle
ekonomik alan
economic territory
ekonomik alan
economic domain
ekonomik alanda
in the economic sphere
ekonomik amaçlar
economic aims Noun
ekonomik analiz
economic analysis
ekonomik anlaşmazlık
economic conflict
ekonomik araba
economical car
ekonomik araba
economy sized car
ekonomik araştırma
economic research
ekonomik ayrıcalıklar
economic privileges Noun
ekonomik bağımsızlık
economic independence
ekonomik bakımdan
economically
ekonomik barış
economic peace
ekonomik başarı
economic performance
ekonomik baskı
economic pressure
ekonomik beklentiler
economic prospects Noun
ekonomik belirsizlik
economic uncertainty
ekonomik benzerlik
economic resemblance
ekonomik bilgi
economic information
ekonomik birim
economic unit
ekonomik bölge
economic area
ekonomik bunalım
economic tailspin
ekonomik bunalım
economic crisis
ekonomik bunalım
recession
ekonomik büyüme
economic growth
ekonomik canlılık
economic vitality Noun
ekonomik casusluk
economic espionage
ekonomik cephe
economic front
ekonomik çöküş
economic downturn
ekonomik dalgalanma
economic fluctuation
ekonomik daraltma
economic throttle
ekonomik değer
economic worth
ekonomik değer
economic value
ekonomik değerlendirme
economic appraisal
ekonomik değerlendirme
economic evaluation
ekonomik denge
economic equilibrium
ekonomik denge
economic balance
ekonomik dengeleme
economic adjustment
ekonomik dengesizlik
economic imbalance
ekonomik depresyon
economic depression
ekonomik destek
economic support
ekonomik determinizm
economic determinism
ekonomik devamlılık
economic continuity Noun
ekonomik devre
economic cycle
ekonomik deyim
economic term
ekonomik dinamikler
economic dynamics Noun
ekonomik doktrin
economic doctrine
ekonomik dönem
economic period
ekonomik durgunluk
economic stagnation
ekonomik durum
economic condition
ekonomik durum
economic situation
ekonomik düzen
economic order
ekonomik eğilim
economic trend
ekonomik emperyalizm
economic imperialism
ekonomik engel
economic handicap
ekonomik entegrasyon
economic integration
ekonomik etki
economic influence
ekonomik etkiler
economic influences Noun
ekonomik etkinlik
economic activity
ekonomik etkinlik
economic efficiency
ekonomik faaliyet
economic activity
ekonomik fayda
economic use
ekonomik fiyat
economic price
ekonomik gelişme
economic expansion
ekonomik gelişme
economic development
ekonomik genişleme
economic expansion
ekonomik gerçek
economic reality
ekonomik gerçekçilik
economic realism
ekonomik gerçekler
economical realities Noun
ekonomik gereksinimler
economic wants Noun
ekonomik gerileme
economic recession
ekonomik getiri
economic return
ekonomik görüşmeler
economic talks Noun
ekonomik gösterge
economic indicator
ekonomik göstergeler
economics indicators Noun
ekonomik güç
economic power
ekonomik güç
economic strength
ekonomik güçler
economic forces Noun
ekonomik güçlükler
economic ills Noun
ekonomik hâkimiyet
economic domination
ekonomik haklar
economic rights Noun
ekonomik hava
economic temperature
ekonomik hava
economic atmosphere
ekonomik hız
cruise speed
ekonomik hız
economical speed
ekonomik iklim
economic climate
ekonomik ilerleme
economic progress
ekonomik ilişkiler
economic ties Noun, Economics
ekonomik inceleme
economic survey
ekonomik işlem
economic process
ekonomik işletme
economical operation
ekonomik işlev
economic function
ekonomik istatistik
economic statistics
ekonomik istikrar
economic stability
ekonomik istikrarsızlık
economic instability Noun
ekonomik iyileşme
economic upturn Noun, Economics
ekonomik iyileşme
economic recovery
ekonomik kalkınma
economic development
ekonomik kâr
economic profit
ekonomik kararlar
economic decisions Noun
ekonomik kaynaklar
economic resources Noun
ekonomik kontrol
economic control
ekonomik kriz
economic crisis Noun, Economics
ekonomik küçülme
economic shrinkage
ekonomik kullanım
cost effective use
ekonomik kullanım
economic use
ekonomik kuruluşlar
economic institutions Noun
ekonomik kuşatma
economic encirclement
ekonomik liberalizm
economic liberalism
ekonomik maliyet
economic cost
ekonomik menfaat
economic advantage
ekonomik menfaatler
economic interests Noun
ekonomik miktarlar
economic quantities Noun
ekonomik milliyetçilik
economic nationalism
ekonomik misillemeler
economic reprisals Noun
ekonomik moral
animal spirits
ekonomik mücadele
economic battle
ekonomik mücadele
economic struggle
ekonomik mucize
economic miracle
ekonomik müeyyideler
economic sanctions Noun
ekonomik müzakere
economic debate
ekonomik nüfuz
economic penetration
ekonomik olabilirlik
economical feasibility
ekonomik olarak
economically
ekonomik olasılıklar
economic prospects Noun
ekonomik olgunluk
economic maturity
ekonomik olmayan
uneconomical
ekonomik olmayan
unthrift
ekonomik ömür
useful life Noun, Transport
ekonomik ömür
economic life
ekonomik öncelikler
economic priorities Noun
ekonomik önlemler
measures of economy Noun
ekonomik önlemler
economic regulations Noun
ekonomik önlemler
economic measures Noun
ekonomik otarki
economic autarchy
ekonomik otokrasi
economic autocracy
ekonomik otomobil
economic car
ekonomik özerklik
economic autarchy
ekonomik özgürlük
economic freedom
ekonomik özgürlük
rugged individualism
ekonomik performans
economic performance
ekonomik politika
economic policy
ekonomik portföy
economics portfolio
ekonomik potansiyel
economic potential
ekonomik proje
economic project
ekonomik randıman
commercial efficiency
ekonomik rant
economic rent
ekonomik rapor
economic report
ekonomik refah
economic well- being
ekonomik reform
economic reform Noun
ekonomik rejim
economic regime
ekonomik saikler
economic motives Noun
ekonomik saldırı
economic offensive
ekonomik şart
economic condition
ekonomik savaş
economic war (fare
ekonomik savaş
economic warfare
ekonomik sermaye
economic capital Noun, Banking
ekonomik sığınmacı
economic refugee
ekonomik sıkıntı
economic distress
ekonomik sıkıntılar
economic woes Noun
ekonomik sipariş
economic order
ekonomik sistem
economic system
ekonomik soba
fuel- saving stove
ekonomik sonuçlar
economic implications Noun
ekonomik sorular
economic questions Noun
ekonomik sorunlar
economic problems Noun
ekonomik sürat
economic clause
ekonomik süreç
economic process
ekonomik sürtüşme
economic friction
ekonomik tahmin
economic forecast
ekonomik tedbirler
economizing measures Noun
ekonomik teşvik
economic stimulation
ekonomik topluluk
economic community
ekonomik toplum
economical society
ekonomik ufuk
economic horizon
ekonomik üstünlük
economic preeminence
ekonomik üstünlük
economic supremacy
ekonomik üstünlük
pre eminence economic
ekonomik üstünlük
economic superiority
ekonomik varlık
economic entity Noun
ekonomik verim
economic efficiency
ekonomik yankılar
economic rebounds Noun
ekonomik yaptırım
economic sanctions
ekonomik yaptırımlar
economic sanctions Noun
ekonomik yıkım
economic ruin
ekonomik yoğunluk
economic concentration
ekonomik yönetim
economical administration
ekonomik yöntem
economic method
ekonomik zirve
economic summit
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Ekonomiyle ilgili
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.