endurance

  1. Noun, Military havada kalış süresi
  2. Noun sabır, tahammül/dayanma (gücü), takat, dayanıklılık, sebat, mukavemet.
    His endurance of the pain was
    remarkable.
    endurance limit/test: dayanıklılık sınırı /denemesi.
  3. Noun sabretme, dayanma, tahammül/mukavemet/sebat etme, katlanma.
  4. Noun tahammül edilen/katlanılan şey, mihnet, eza, cefa, işkence, vb.
  5. Noun, Aviation uçuş süresi: bir depo dolusu yakıtla uçağın uçabileceği maksimum süre.
tahammülünün son haddine gelmek Verb
dayanılacak gibi değil
tahammülü aşkın
çok dayanıklı olmak Verb
dayanılamayacak derecede tahrik etmek Verb
birinin dayanma gücünü sınamak Verb
dayanıklılık uçuşu
dayanıklılık sınırı
kağşamaya dayanma sınırı
mukavemet koşusu
dayanma kuvveti
dayanma denemesi
dayanıklılık denemesi
dayanıklılıksınırı