eventuality

  1. Noun olasılık, ihtimal, muhtemel olay, olabilecek bir şey, beklenilen olay/sonuç.
    We hope for rain but
    are ready for the eventuality of drought: Yağmur yağacağını umuyoruz, fakat kuraklık ihtimaline karşı da hazırlıklıyız.
  2. Noun netice, işin sonu.
beklenmedik bir durum için tedbirli davranmak Verb
beklenmedik bir olay