exhaust

English-Turkish Translation

  1. Verb (son derece) yormak, bitap/takatsiz düşürmek, bitkin hale getirmek, kuvvetini tüketmek.
    I'm exhausted
    by overwork. What an exhausting day! I'm completely exhausted.
  2. Verb tüketmek, bitirmek.
    to exhaust one's money. We exhausted our funds in a week. My patience is exhausted.
  3. Verb (kapalı kaptan) gaz çık(ar)mak/kaç(ır)mak.
    Gases from an automobile exhaust through a pipe. to exhaust the air in a jar.
  4. Verb su vb.) boşaltmak.
    to exhaust a well.
  5. Verb iyice/ayrıntılarıyla incelemek, inceden inceye tetkik etmek.
    to exhaust a subject: bir konuyu
    ayrıntılarıyla incelemek.
    Her book about the tulips exhausted the subject.
  6. Verb bütün olanakları denemek, her çareye başvurmak.
  7. Verb eriyebilen/müessir maddeleri içinden çıkarmak.
  8. Verb bütün kaynakları tüketmek, fakir düşürmek, kısırlaştırmak.
    The long war exhausted the country. to exhaust the soil.
  9. Noun, Machines dışatım, egzoz, (yanmış gaz, buhar vb.) dışarı atma
    . exhaust manifold: dışatım döşemi.
  10. Noun (dışarı atılan/çıkarılan) duman, gaz, buhar.
  11. Noun
    exhaust pipe ile ayni anlama gelir. dışatım/egzoz borusu: (gazı/buharı) dışarı atan düzen.
  12. Noun (kapalı bir yerdeki dumanı, kokuyu, tozlu havayı vb.) boşaltma düzeni.
  13. Noun (bkz: exhaustion )
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

exhaustion of domestic remedies
iç hukuk yollarının tüketilmesi Noun, Rights-Freedoms
auto exhaust
oto egzozu
car exhaust
otomobil egzozu
car exhaust
otomobil egzosu Noun
exhaust a quota
kotayı bitirmek Verb
exhaust a quota
bir kotayı bitirmek Verb
exhaust a subject
bir konuyu ayrıntılarıyla incelemek Verb
exhaust baffle
egzos rondelası
exhaust box
çürük gaz kutusu
exhaust box
egzoz kutusu
exhaust box
egzos kutusu
exhaust brake
egzoz freni Noun, Transport
exhaust chamber
çürük gaz kutusu
exhaust control
egzoz kontrolü
exhaust cut-out
çürük gaz kesme
exhaust cut-out
çürük gaz kesme sürgüsü
exhaust detonation
egzos patlaması
exhaust emission
egzoz emisyonu Noun, Transport
exhaust fan
aspiratör
exhaust fan
dışarı atma körüğü
exhaust gas
egzoz gazı Noun, Transport
exhaust gas recirculation
egzoz gaz geri dönüşü Noun, Transport
exhaust gas recirculation
egzoz gazı geri dönüşü Noun, Transport
exhaust line
boşaltma boru hattı
exhaust muffler
egzoz ses kesici
exhaust muffler
egzos susturucusu Noun, Transport
exhaust nozzle
sürücü lüle
exhaust oneself by hardwork
çok çalışmasıyla kendini yormak Verb
exhaust passage
çürük gaz kanalı
exhaust pipe
exhaust ile ayni anlama gelir. dışatım/egzoz borusu: (gazı/buharı) dışarı atan düzen.
exhaust sb's patience
birinin sabrını tüketmek Verb
exhaust sb's patience
birinin sabır brııni tüketmek Verb
exhaust silencer
egzos susturucusu
exhaust silencer
egzoz susturucusu
exhaust smoke
egzoz dumanı Noun, Transport
exhaust smoke opacity
egzoz dumanı pusluluğu Noun, Transport
exhaust steam
egzoz istimi
exhaust steam valve
egzos supabı
exhaust stub
egzos rakoru
exhaust the amount of the letter of credit
akreditifin tutarını tüketmek Verb
exhaust the land
toprağı aşırı derecede işletmek Verb
exhaust the remedies
çareleri tüketmek Verb
exhaust the soil
toprağı yormak Verb
exhaust the water in a well
bir kuyudaki suyu boşaltmak Verb
exhaust valve
boşaltma sübabı
exhaust valve
boşaltmak valfı
English-Turkish phrases from Zargan's own database