fidelity

  1. Noun sadakat, bağlılık.
    fidelity to one's leader.
    His fidelity and industry brought him speedy promotion:
    Sadakat ve çalışkanlığı sayesinde çabucak terfi etti.
  2. Noun vefa.
  3. Noun doğruluk.
    The reporter write his story with absolute fidelity.
  4. Noun, Electronics düzenlilik, düzgünlük, aslına uygunluk, işaretlerin çarpılmadan (aslına uygun olarak) iletimi/tekrar
    üretimi.
    high-fidelity: tam düzenli.
    the fidelity of sound recording: düzgün ses kaydı.
ilkelerine bağlılık
sözleşmeye bağlılık Noun
sözleşmeye bağlı kalma
doğal sesli (radyo/pikap vb. seslendirme cihazı): sesi bozmadan (distorsiyonsuz) kaydeden ve üreten cihaz.
yüksek sadakat
sadakat bağı
kefalet senedi
garanti şubesi Noun
(Br) garanti sigortası (çalışanların yolsuzlukları sonucu işverenlerin bundan doğacak zararlarını garanti eden sigorta poliçesi
(Br) emniyeti suiistimal teminatı sigortası Noun
emniyeti suiistimal teminatı sigortası Noun
sadakat sigortası Noun
emniyeti suiistimal sigortası Noun
(US) emniyeti suiistimal sigortası (çalışanların sahtekârlığı nedeniyle oluşan zararları temin eden sigorta
, mukavelenin ihlaline karşı verilen temin
(US) emniyeti suiistimal sigortası (çalışanların sahtekârlığı nedeniyle oluşan zararları karşılayan eden
sigorta ; mukavelenin ihlaline karşı verilen
çevirinin asıl metne sadakati Noun
sadakat indirimi Noun, Competition Law