fiscal

English-Turkish Translation

  1. hazineye ait.
  2. malî, parasal, akçalı.
    fiscal year: malî yıl, bütçe yılı.
    fiscal agent: maliye memuru.

    Important changes were made in the government's fiscal policy.
  3. (İspanya, Portekiz vb. de) savcı.
  4. damga pulu.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

fiscal offences
mali suçlar Noun, Criminal Law
police fiscal
zabıta
procurator fiscal
(iskoçya) hazine avukatı
fiscal 1980
1980 vergi matrahı
fiscal administration
mali idare
fiscal agent
mali temsilci
fiscal aid
mali yardım
fiscal boost
hızla artan vergi geliri
fiscal brake
vergi frenlemesi
fiscal budget
mali bütçe
fiscal burden
mali külfet
fiscal burden
mali yük
fiscal charge
vergi gideri
fiscal charges
mali masraflar Noun
fiscal charges
vergi giderleri Noun
fiscal charges
vergi yükü
fiscal closing
hesap kapatma
fiscal committee
vergi kurulu
fiscal control
vergi kontrolü
fiscal cooperation
vergi konularında işbirliği
fiscal court
mali davalara bakan mahkeme
fiscal deficiencies
vergi politikası kusurları Noun
fiscal deficit
mali açık
fiscal deficit
bütçe açığı
fiscal device
finans planı
fiscal difficulties
mali güçlükler Noun
fiscal director of a district
mal müdürü
fiscal directorate
mal müdürlüğü
fiscal discipline
mali disiplin
fiscal discipline
malî disiplin
fiscal division
mali bölüm
fiscal domicile
vergi açısından gösterilen ikametgâh
fiscal drag
vergi frenlemesi
fiscal drag
mali engel
fiscal drag
kalkınma ile artan vergi
fiscal drag
enflasyon döneminde hükümetin mali yönde ve bütçe harcamalarında aldığı frenleme önlemleri Noun
fiscal drag
vergi yükü
fiscal dues
mali borçlar Noun
fiscal duties
maliyece alınan borçlar Noun
fiscal earnings
vergi gelirleri Noun
fiscal evasion
(Br) vergi kaçırma
fiscal evasion
vergiden kaçma
fiscal expansion
mali genişleme
fiscal expansion
mali büyüme
fiscal expert
vergi uzmanı
fiscal fees
mali harçlar Noun
fiscal fraud
vergi dolandırıcılığı
fiscal harmonization
vergilerin uyumlaştırılması
fiscal history
maliye tarihi
fiscal illusion
boş vergi hayalleri Noun
fiscal immunity
vergi muafiyeti
fiscal inspector
maliye müfettişi
fiscal instrument
vergi aracı
fiscal integrity
dengeli bütçe
fiscal integrity
mali dürüstlük
fiscal interest
vergi borcu faizi
fiscal jurisdiction
vergi makamı
fiscal jurisdiction
mali kaza
fiscal lands
devlet arazileri Noun
fiscal laws
maliye kanunları Noun
fiscal legislation
mali mevzuat
fiscal manipulations
vergi işlemleri Noun
fiscal matters
parasal işler Noun
fiscal matters
vergi sorunları Noun
fiscal matters
para işleri Noun
fiscal monetary policy
para politikası Noun
fiscal monopoly
devlet tekeli
fiscal monopoly
mali tekel
fiscal monopoly
vergi tekeli
fiscal motive
vergi saiki
fiscal obligation
mali yükümlülük Noun, Accounting
fiscal of necessity
bazı vergileri ödemekten kaçınmak Verb
fiscal of necessity
vs nedenlerden ötürü bir geminin yabancı bir bayrak altında tescilli olması ve sefere çıkması
fiscal of necessity
katı kurallar
fiscal offence
mali suç
fiscal offense
mali suç Noun
fiscal offense
gümrük vergisini vermeme Noun
fiscal office
maliye şubesi Noun
fiscal office
maliye bakanlığı
fiscal office of a district
mal müdürlüğü
fiscal officer
maliye memuru
fiscal officer
vergi memuru
fiscal opportunity
vergi fırsatı
fiscal payment
mali ödeme
fiscal period
mali yıl
fiscal period
hesap dönemi Noun, Accounting
fiscal period
mali dönem
fiscal plan
finansal plan
fiscal policy
mali politika
fiscal policy
maliye siyaseti
fiscal policy
maliye politikası Noun
fiscal policy initiative
vergi politikası inisiyatifleri Noun
fiscal privileges
vergi imtiyazları Noun
fiscal program (me)
vergi programı
fiscal provisions
vergi ile ilgili hükümler Noun
fiscal provisions
vergi ile ilgili hüküm kmüler Noun
fiscal provisions
vergi hükümleri Noun
fiscal prudence
vergi kanunlarının akıllıca uygulanması
fiscal quarter
mali dönem
fiscal reform
vergi reformu
fiscal report
finans raporu
fiscal resources
mali kaynaklar Noun
fiscal restraint
sıkı vergi politikası Noun
fiscal service
mali servis
fiscal situation
mali durum
fiscal stimulus
vergi teşviki
fiscal stimulus package
vergi teşvik paketi
fiscal system
maliye sistemi
fiscal techniques
vergi teknikleri Noun
fiscal tightening
mali disiplin
fiscal year
mali yıl
fiscal year
hesap dönemi Noun, Accounting
fiscal year …
… mali yılı Noun, Accounting
close its fiscal books
defterleri kapatmak Verb
compensatory fiscal policy
bir konjonktür enflasyon ya da deflasyon eğilimli olduğunda konjonktürün ters yönüne doğru yapılan hareket
customs duties of a fiscal nature
malî nitelikli gümrük vergileri Noun
exclusively fiscal nature
münhasıran malî nitelikli
expansionary fiscal policy
genişlemeci mali politika Noun, Economics
overexpansive fiscal and monetary policies
aşırı yaygın maliye ve para politikası Noun
restrictive fiscal policy
kısıtlayıcı vergi politikası önlemleri Noun
ride out a fiscal crisis
mali bir krizi atlatmak Verb
temporary fiscal deficit
hazine açığı
the fiscal authorities
mali makamlar Noun
tight fiscal policy
sıkı mali politika
Directorate General of Budget and Fiscal Control
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Other Fiscal Liabilities Payable
Ödenecek Diğer Mali Yükümlülükler Noun, Accounting
Overdue, Deferred or Restructured Taxes and Other Fiscal Liabilities
Vadesi Geçmiş, Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergiler ve Diğer Mali Yükümlülükler Noun, Accounting
Taxes Payable and Other Fiscal Liabilities
Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler Noun, Accounting
English-Turkish phrases from Zargan's own database