foresight

  1. Noun sakıntı, önlem, ihtiyat, tedbir.
    to have foresight: ihtiyatlı/tedbirli davranmak.
    want of foresight:
    ihtiyatsızlık, tedbirsizlik.
  2. Noun öngörü, sezgi, feraset.
  3. Noun uzağı görme, ileriyi düşünme, dûrendişlik.
  4. Noun sağgörü, basiret.
  5. Noun (sürveyde) ilerideki bir noktanın açı ve elevasyonu.
  6. Noun (silahta) arpacık.
basiretsizlik
tedariksiz
tedbirsiz
tedarikli bulunmak Verb