fracture

  1. Medicine kırık, kırılma, kemik veya kıkırdağın kırılması.
    fracture of the leg can be very serious in old people.
  2. kırılma şekli/tarzı.
    a material of unpredictable fracture.
  3. kırılan yüzeyin karakteristik görünüşü (mineral vb.).
  4. kırma, parçalama.
  5. çatlak.
    a fracture in the gas pipe allowed a lot of gas to escape.
  6. (kemik vb.) kır(ıl)mak.
    He fell and fractured his upper arm.
  7. çatla(t)mak, parçala(n)mak.
    The ice on the lake fractured under the weight of the boys playing on it.
  8. hasara uğratmak, bozmak, darmadağın etmek.
    a fractureed family torn apart by alcohol and insanity.
  9. ihlâl etmek, konulan sınırları aşmak, kargaşalığa sebep olmak.
    fractured the English language by malaprops.
  10. parçalamak, ayırmak, ayrıştırmak.
femur kırığı Noun, Medicine
uyluk kemiği kırığı Noun, Medicine
femur kırığı Noun, Medicine
uyluk kemiği kırığı Noun, Medicine
femur kırığı Noun, Medicine
uyluk kemiği kırığı Noun, Medicine
alt ekstremite kırığı Noun, Medicine
ayak ve bacak kırığı Noun, Medicine
femur kırığı Noun, Medicine
uyluk kemiği kırığı Noun, Medicine
üst ekstremite kırığı Noun, Medicine
el ve kol kırığı Noun, Medicine
boyun kırığı Noun, Medicine
servikal kırık Noun, Medicine
servikal fraktür Noun, Medicine
basit kırık, kırılan kemiğin deriyi delmemesi hali.
kemiği parça parça olmuş kırık. Noun
açık kırık: kırılan kemiğin ucunun deriden dışarı fırlaması hali.
open fracture ile ayni anlama gelir. Noun
açık kırık Noun, Medicine
bileşik kırık Noun, Medicine
yarı-kırık, çatlak: uzun bir kemiğin çatlayıp kısmen eğilmesi. Noun
compound fracture
açık kırık Noun, Medicine
bileşik kırık Noun, Medicine
kaburga kırığı Noun, Medicine
kaburga kırılması Noun, Medicine
kot kırığı Noun, Medicine
basit kırık.
omurga kırığı Noun, Medicine
burkulma sonucunda bir kemik parçasiyle birlikte veterin kemikten kopması