geç

Turkish-English Translation

  1. overdue
  2. delayed
  3. belated
  4. late
  5. behindhand
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

biraz geç
latish
çok geç
at the eleventh hour
en geç
at the latest Adverb
er geç
sooner or later Adverb
er geç
in good time
er geç
eventually Adverb
er ya da geç
eventually Adverb
er ya da geç
sooner or later Adverb
geç ateş alan
(car) late starter
geç ateş alma
delayed ignition
geç ateşleme
delayed ignition
geç ateşli bomba
delayed action bomb
geç ateşli mayın
delayed-action mine
geç atılan mektup
late letter
geç boşaltılan posta kutusu
late bag
geç çekilmiş protesto
past due protest
geç gelen kişi
late- comer
geç gelişen çocuk
slow child
geç gelme kötü notu
black mark for tardiness
geç hareketli
delayed action
geç hareketli
delay action
geç kabul
late acceptance
geç kalan kimse
behind the times
geç kalan kişi
late-comer
geç kalanlar cetveli
late mark
geç kalma
delay
geç kalmak
to fall behind Verb
geç kalmak
(fig) to miss Verb
geç kalmak
to run late Verb
geç kalmak
to be behind time Verb
geç kalmak
to be late Verb
geç kalmasına neden olmak
to delay Verb
geç kalmış
pushed
geç kalmış
belated
geç kalmış olmak
to have had it Verb
geç kapitalizm
senile capitalism
geç likidite penceresi
late liquidity window Noun, Banking
Geç olsun da güç olmasın.
Better late than never. Sentence
geç postalanmış mektup
late letter
geç saate kadar dışarıda kalmak
to stay out late Verb
geç saate kadar eve dönmemek
to stay out late Verb
geç saate kadar uyanık kalmak
to stay up late Verb
geç saate kadar uyumamak
to stay up late Verb
geç teslim
late delivery
geç teslim
delivery in arrears
geç teslim edilecek telgraf için ucuz tarife
deferred rate
geç teslim edilen mektup zammı
late fee
geç vakite kadar çalışmak
to burn the mid life oil Verb
geç vakte kadar oturmak
to sit up late Verb
geç ya da düzensiz saatlerde yatmak
to keep bad hours Verb
geç yatmak
to keep late hours Verb
(otomobil) geç alan
late starter
akşam geç vakit alışveriş yapan kimse
late shopper
akşamın geç vakti
later part of the evening
bir işi geç kalmadan yapmak
to strike while the iron is hot Verb
biriyle er geç bir gün hesaplaşmak
to come home on someone some day Verb
birşeyin geç kalmasına neden olmak
to delay something Verb
borçlarını geç ödeyen kişi
tardy debtor
borcu geç ödeme
slow of payment
borcunu geç ödeyen kimse
slow payer
'den geç olmamak üzere
not later than
dükkânların alış veriş için geç vakte kadar açık kalması
late opening
dükkânların geç saate kadar açık kaldığı cumartesi günü
late-closing Saturday
dükkânların geç saate kadar açık kaldığı cumartesi günü
late- closing saturday
en geç …de
no later than … Adverb
en geç bir zaman
at some time
gece geç vakte kadar
until all hours
gece geç yatmak
to keep late hours Verb
gece geç yatmak
to sit up late Verb
gecenin geç vakti
late at night
günün geç bir saatinde
at a late hour in the day
günün geç bir saatinde
at a late hour of the day
işe geç kalmak
to be late to work Verb
İstediğin kadar dalga geç ama ...
Mock me if you will, but ...
kapitalizmin geç dönemi
late capitalism
ödemelerinde geç kalmak
to be behindhand with one's payments Verb
ödemelerini geç yapmak
to be short in one's payments Verb
okula geç gelmek
to be late (tardy , US) for school Verb
programa göre geç kalmak
to fall behind schedule Verb
programa göre geç kalmak
to be running behind schedule Verb
teslimatta geç ikme
delay in delivery
US geç ödeyen borçlu
dilatory (slow , tardy ,) payer
US okula geç gelmek
to be late (tardy) for school Verb
yardımda geç kalan
tardy in offering help
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Belirtilen, istenen ... zamandan sonra
  2. bk. –gaç
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.