gidermek

Turkish-English Translation

  1. appease
  2. retrench
  3. Verb to correct
  4. Verb to counter
  5. Verb to dispel
  6. Verb to efface
  7. Verb to obviate
  8. Verb to overcome
  9. Verb to retrench
  10. Verb to rid
  11. Verb to work off
  12. Verb to make disappear
  13. Verb (pain , thirst) to cause to cease
  14. Verb to remove
  15. Verb to still
  16. deescalate
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(bir aygıt veya sistemin) kusurlarını gidermek
to debug Verb
(bir şeyin) manyetikliğini gidermek
to degauss Verb
anlaşmazlıkları gidermek
to compose one's differences Verb
bir anlaşmazlığı gidermek
to accommodate dispute Verb
bir anlaşmazlığı gidermek
to compromise a dispute Verb
bir anlaşmazlığı gidermek
to make up Verb
bir bozukluğu gidermek
to cure a default Verb
bir bozukluğu gidermek
to supply a defect Verb
bir çocuğun bilgi açlığını gidermek
to gratify a child's thirst for knowledge Verb
bir dengesizliği gidermek
to equalize an imbalance Verb
bir eksikliği gidermek
to make up for the deficiency Verb
bir eksikliği gidermek
to make up a shortage Verb
bir haksızlığı gidermek
to redress a grievance Verb
bir haksızlığı gidermek
to redress a grief Verb
bir kıtlığı gidermek
to make up a shortage Verb
bir kusuru gidermek
to make good a defect Verb
bir mobilya veya sistemin kusurlarını gidermek
to debug Verb
bir şüpheyi gidermek
to remove a doubt Verb
bir yoldaki tıkanıklığı gidermek
to ease the congestion in a street Verb
birinin huzursuzluğunu gidermek
to calm sb's uneasiness Verb
birinin kuşkularını gidermek
to lull sb's suspicions Verb
birinin kuşkularını gidermek
to quiet sb's suspicions Verb
birşeyi gidermek
to make something good Verb
birşeyin kırışıklarını gidermek
to iron something out Verb
birşeyin kırışıklıklarını gidermek
to smooth out something Verb
birşeyin sorunlarını gidermek
to smooth away something Verb
bozuklukları gidermek
to remedy defects Verb
deniz suyunun tuzunu gidermek
to desalinate Verb
eksikliği gidermek
to supply the deficiency Verb
eşitsizlikleri gidermek
to even up something Verb
eşitsizlikleri gidermek
to even out something Verb
eşitsizlikleri gidermek
to even Verb
gerilimi gidermek
to ease tension Verb
gerilimi gidermek
to relieve the tension Verb
haksızlığı gidermek
to cure an injustice Verb
hararet gidermek
to quench one's thirst Verb
hassasiyetini gidermek
to desensitize Verb
kokusunu gidermek
to deodorize Verb
konuklarının çekingenliğini gidermek
to thaw out one's guests Verb
kusurları gidermek
to remedy of defects Verb
kusurları gidermek
to remove defects Verb
mıknatıs hassasını gidermek
to demagnetize Verb
pürüzlerini gidermek
to smooth Verb
son kuşkuları da gidermek
to remove the last doubts Verb
şüpheleri gidermek
to dispel doubts Verb
şüpheleri gidermek
to allay suspicion Verb
susuzluğunu gidermek
to quench Verb
yoksulluğu gidermek
to cure poverty Verb
zararı gidermek
to make good a damage Verb
endişeyi gidermek için
to dissipate care
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Ortadan kaldırmak, ... izâle etmek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.