(çok kısa süre) görünme(k), göze çarpma(k)/ilişme(k), çalkap görünme(k). to catch a glimpse of:
çalkap görmek/gözüne çarpmak/ilişmek. I only caught a glimpse of the parcel, so I can't guess what was inside. I caught a glimpse of the falls as our train went by.
kısa/ânî görünüş, zuhur.
müphem fikir, ima, sezinti, seziş.
hafif titrek ışık, parıltı.
görünüp kaybolmak, hafifçe belirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition