go out

  1. (a) (evden vb.) çıkmak, ayrılmak, dışarı gitmek.
    She went out at 8 o'clock. (b) (moda vb.) geçmek,
    rağbetten düşmek.
    Short skirts went out some time ago, but they've come back again. (c) sönmek, işlememek, durmak, (faaliyeti) sona ermek.
    The lights went out: Işıklar söndü. (d) çıkıp eğlenmek, gezip tozmak, (eğlenceye vb.) gitmek.
    We don't go out much. (e) seyahate gitmek.
    My friend went out to Europe. (f) grev yapmak, işi bırakmak.
    The union went out for higher wages. (g) (iskambilde/golfte) (gerekli sayıyı veya daha fazlasını yaparak) oyundan çıkmak, kazanmak. (h) arkadaşlık/flört etmek, düşüp kalkmak.
    Are she and Bob still going out? (i) (bir kimseye) sempati duymak, acımak, (kalbi) sızlamak.
    Her heart went out to them. (j) (zaman) geçmek, sona ermek.
    March went out with high winds and rain. (k) düşüp bayılmak, uykuya dalmak.
    He went out like a light: Düşüp bayılıverdi (veya hemen uykuya daldı). (l) (hükümet) iktidardan düşmek.
    This party may go out at the next election. (m) (çalışmak için) evden ayrılmak.
    Many married women go out to work.
akılıni oynatmak Verb
akılıni kaçırmak Verb
aklını kaybetmek Verb
aklını kaçırmak Verb
çok uğraşmak/çaba harcamak, büyük zahmete katlanmak. (b) kasten/mahsus/bile bile yapmak.
dışarı çıkma müsaadesi Noun
sık sık eğlence amacıyla dışarı çıkmak Verb
balıka çıkmak Verb
biraz hava almaya çıkmak Verb
ava çıkmak Verb
her türlü havada dışarı çıkmak Verb
her türlü hava da dışarı çıkmak Verb
iş hayatını bırakmak Verb
kapanmak Verb
toprağı işlemeden bırakmak Verb
vakti geçmek Verb
köhneleşmek Verb
eskileşmek Verb
arızalanmak Verb
arıza yapmak Verb
hizmetten çıkmak Verb
kullanımdan kalkmak Verb
modası geçmek.
yolculuğa çıkmak Verb
izinli çıkmak Verb
eğlence için şehre gitmek Verb
eğlence için şehir hrie gitmek Verb
ruhsatsız avlanmak Verb
alışverişe çıkmak Verb
tehlike durumundaki bir geminin yardımına koşmak Verb
tahtaya kalkmak Verb
karakol gezmek Verb
iş yolculuğuna çıkmak Verb
toprağı işlemeden bırakmak Verb
bir kulağından girip öbüründen çıkmak Verb
(satış temsilcisinin) iş yolculuğuna çıkması
modası geçmek.
son gücünü/gayretini sarfetmek.
bir şey için türlü zahmete katlanmak Verb
girip çıkmak.
bir kapıdan girip ötekinden çıkmak Verb
bir kulağından girip ötekinden çıkmak Verb
bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak Verb
defol! git! çık dışarı!
kendini emekliye ayırtmak Verb