go to the

emeklilik çekini almak için postaneye gitmek Verb
yaz tatilini deniz kıyısında geçirmeye gitmek Verb
...'in yardımına koşmak Verb
kötü yola sapmak, baştan çıkmak, ahlâkı bozulmak.
He's gone bad since he got rich: Zenginleşince ahlâkı bozuldu.
çürümek Verb
bozulmak Verb
(Br) avukat olmak Verb
batmak Verb
seçime gitmek: başbakan ve kabineye güvensizlik oyu veren parlamentoyu feshederek seçim kararı almak.
kendi seçim bölgesinin oyuna başvurmak.
cehennem ol
Cehennem ol! Canın cehenneme! Yıkıl karşımdan, defol!
He has gone to the devil: Şeytana uydu/sefahate vurup mahvoldu.
mahvolmak, bozulmak, kötü yola/sefalete düşmek.
berbat olmak, düşmek, alçalmak, mahvolmak.
dünyanın öbür ucuna/cehennemin dibine gitmek.
aşırıya kaçmak Verb
sinemaya gitmek Verb
ileriye geçmek Verb
cepheye gitmek Verb
ne oldum delisi olmak Verb
avukat olmak Verb
sinemaya gitmek Verb
büroya gitmek Verb
kamuoyuna başvurmak, (siyasî) referandum yapmak.
(Br) sinemaya gitmek Verb
tiyatroya gitmek Verb
oylamak Verb
oy vermeye gitmek Verb
postaneye gitmek Verb
yarışlara girip bahis oynamak Verb
darağacına gitmek Verb
terziye provaya gitmek Verb
ölçüsünü aldırmak için terziye gitmek Verb
abdest bozmak Verb
dışarı çıkmak Verb
altta kalmak, iflâs etmek.
(a) yenilmek, bozguna uğramak, ezilmek, altta kalmak, teslim olmak, (b) iflâs etmek.
savaşa gitmek Verb
bir işi tam yapmak Verb
sonuna kadar gitmek Verb
yanlış kapı çalmak Verb
büyük abdesti gelmek Verb
masrafını birisine ödetmek, birisini masrafa sokmak, birisine yük olmak/para harcatmak.
I don't want
to put him to the expense of buying me a dinner.
en düşük fiyat verene ihale olunacaktır
! İnsanoğlunun aya gideceği kimin aklına gelirdi?
To think that he was once rich! Onun vaktiyle
zengin olduğuna bin şahit gerek.
karaborsaya düşmek Verb
finale kalmak Verb
plana göre hareket etmek Verb
keşide edene rücu etmek Verb
büronun yeknesak hayatına dönmek Verb
son derse geri dönmek Verb
(Br) sayfiyeye gitmek Verb
bir aşırı uçtan ötekine geçmek Verb
deniz kenarına bir gezintiye gitmek Verb
dağlara gezmeye gitmek Verb
hacca gitmek Verb
tahtaya kalkmak Verb
düşman tarafına geçmek Verb
karşı tarafa geçmek Verb
meyhaneye gitmek Verb
usulü dairesinde işe girişmek.
istemeye istemeye işe girişmek Verb
hatiplik kürsüsüne çıkmak Verb
(Br) üniversiteye girmek Verb
oldukça fazla sık dışarı çıkmak Verb
hâkim çocuğun okula gitmesine karar verdi
cinsel münasebette bulunmak.
giysiye yakışacak bir şapka istemek Verb