grant

  1. Noun hibe
  2. bahşetmek, ihsan etmek, imtiyaz vermek.
    to grant a charter.
  3. vermek, hibe etmek, bağışlamak.
    to grant permission. The boys were granted a holiday for Queen's wedding.
  4. razı olmak, muvafakat etmek, kabul/tasdik etmek.
    to grant a request. I grant that you are right.
  5. (doğru) farzetmek, kabul/ikrar etmek.
    I had to grant him the reasonableness of his argument.
  6. ferağ etmek.
    to grant property.
  7. bağış, teberru, hibe, ihsan, imtiyaz, ödenek, burs.
    The company received large grants from the government for research.
  8. bağışlama, hibe/teberru/ihsan etme, imtiyaz verme.
  9. Law ferağ, terk, hibe.
  10. senetle bağışlanan mal/arazi.
  11. Maine, N. Hempshire ve Vermount'ta vaktiyle şahıslara/kurumlara bağışlanmış bölge.
Sömürge İdaresi Altındaki Ülkelere ve Halklara Bağımsızlık Verilmesine İlişkin Bildiri Noun, International Law
küçük hibe Noun
küçük destek Noun
nasip etmek Verb
(Br) memleket dışında düzenlenen bir vasiyetnamenin tasdiki
yıllık tahsisat
yıllık nakdi yardım
yıllık sübvansiyon
para yardımı
sübvansiyon başvurusu
toplu bağış: Federal hükümetin eğitim, imar vb. için eyaletlere verdiği toplu tahsisat. Noun
bütçe tahsisatı
proje yardımı (yeni bir yol aydınlatması gibi tasdik edilmiş projeler için hükümetçe yerel idareye verilen mali yardım
para yardımı
proje yardımı
(Br) özel bir kullanım için hükümetin mahalli idarelere yardımı
İngiltere'de özel bir kullanım için merkezi hükümetçe yerel yönetimlere yapılan yardım
bağış şartları Noun
bağış şartları Noun
bir bağışın teyidi
müsaade tarihi
(Br) ölüm yardımı
ihtiyari bağış
otomatik olarak ödenmeyip
lehdara ödenmesi ilgili makamın tercihine bırakılmış bağış
eğitim bursu
eğitim yardımı Noun, Education-Training
eğitim yardımı
(Br) mahalli emlak vergisi gelirlerindeki eşitsizlikleri azaltmak için merkezi hükümetin az gelirli mahalli
idarelere yaptığı yıllık yardım
sarih müsaade
(US) devlet yardımı
ölüm yardımı
emlak vergisine destek yardım
emlak vergisine destek yardımı
devlet yardımı
devlet tahsisi
devlet yardımı
ihtiyaç bursu Noun, Education-Training
ancak belgelere dayanarak devir ve temlik edilebilir
yatırım tahsisatı
yatırım bağışı
yatırım sübvansiyonu
hükümet tarafından şirketlere bazı amaçlar için tahsis edilmiş para bağışı
hibe arazi, arazi bağışı: okul, demiryolu vb. yapılması için hükümetin verdiği arazi Noun
müsaade mektubu
izin mektubu
müsaade
onay mektubu
belgesiz devredilebilir olmak Verb
ancak belgelere dayanarak devir ve temlik edilebilir olmak Verb
bakım yardımı
geçim yardımı
hak kazanan herkese ya da örgütlere tahsis edilmesi gereken bağış
zorunlu bağış
evlilik yardımı
(Br) doğum yardımı
doğum yardımı
para yardımı
nakdi yardım
para bağışı
parlamento onayı
kamu arazisinin özel kişilere devir ve temliki
(Br) üretim primi
kamu imtiyazı
araştırma yardımı
bir bağışın yenilenmesi
bir imtiyazı geri almak Verb
belli bir amaca yönelik yardım
program yardımı (İngiltere'de yerel yönetimin belirli hizmet ya da faaliyet giderlerini karşılamak için
merkezi hükümetçe verilen yıllık mali yardım
devlet sübvansiyonu
öğrenci yardımı
öğrenci yardımı
ek yardım
ek tahsisat
makam maaşı
eğitim yardımı
Hazine yardımı Noun, Public Finance
sosyal yardım
diploma vermek Verb
belge vermek Verb
müsaade vermek Verb
imtiyazname vermek Verb
imtiyaz bahşetmek Verb
kredi vermek Verb
ödemede süre tanımak Verb
ödeme de süre tanımak Verb
boşanma izni vermek Verb
kiralamak Verb
kiracı olarak kabul etmek Verb
lisans vermek Verb
ruhsat vermek Verb
ruhsatlandırmak Verb
kredi vermek Verb
moratoryuma müsaade etmek Verb
önergeyi onaylamak Verb
emekli maaşı vermek Verb
dilekçe vermek Verb
dilekçeyi kabul etmek Verb
imtiyaz tanımak Verb
indirim uygulamak Verb
geri ödemeden yararlanma imkanı bahşetmek Verb
haczi kaldırmak Verb
bir ricayı yerine getirmek Verb
ricayı yerine getirmek Verb
mühlet vermek Verb
süre tanımak Verb
bir hak vermek Verb
mali destek sağlamak Verb
ek yardımda bulunmak Verb
vasiyetin infazı talimatını vermek Verb
para yardımı
devlet destekli
sübvansiyon verilmiş
sübvansiyon almış
devlet yardımı görmüş
yardım vermek Verb
genel af çıkarmak Verb
avans vermek Verb
ödenek ayırmak Verb
irtifak hakkı vermek Verb
muafiyet tanımak Verb
mezardan çıkarma izni vermek Verb
mehil vermek Verb
ihtiyati tedbir kararı vermek Verb
bir görüşme bahşetmek Verb
hibe başvurusu Noun
sığınma hakkı tanımak Verb
siyasal sığınma hakkı tanımak Verb
izin zni vermek Verb
özerklik vermek Verb
senetli devir temlik
bazı olanaklar sağlamak Verb
doğum yardımı
gümrüksüz mal ithaline müsaade etmek Verb
muafiyet tanımak Verb
şirket çalışanının kendi şirketinin hisse senetleri üzerinde opsiyon kullanma fiyatı
sübvansiyon formülü
aklamak Verb
bağışıklık vermek Verb
devletçe yapılan para yardımı
faiz vermek Verb
arazi bağışlamak Verb
izin vermek Verb
temyiz etme hakkı tanımak Verb
temyize müsaade etmek Verb
vasiyeti tenfiz için mektup bu vermek Verb
vasiyeti tenfiz için mektup vermek Verb
teminat karşılığı kredi vermek Verb
hibe olarak para vermek Verb
imtiyaz verme
icara verme
patent verme
para yardımı
avans verme
irtifak hakkı verme
savaş hakkı tanıma
müflisi iflas borcundan ibra etme
arazi bağışı
lisans verilmesi
maden ocağı işletme izni verme
para yardımında bulunmak Verb
mahkemenin bir vasiyetnamenin geçerliliğini saptayan kazai kararı
kredi hesabı kolaylıkları tanımak Verb
affetmek Verb
izin vermek Verb
bu opsiyon için ödeyecekleri fiyat
(US) işçilerin çalıştıkları şirketin hisse senetlerini satın almaya tercihli opsiyonu olduğunda
ön sırayı vermek Verb
öncelik vermek Verb
imtiyaz vermek Verb
vergi indirimi tanımak Verb
birinin dilekçesine olumlu yanıt vermek Verb
birini dinlemeyi kabul etmek Verb
biriyle görüşmeyi kabul etmek Verb
birini hoşgörmek Verb
birine kolaylıklar tanımak Verb
birini affetmek Verb
birine birşey bahşetmek Verb
birine birşey vermek Verb
tevcih etmek Verb
cezayı ertelemek Verb
müflisin borçlarından kurtulduğunu ilan etmek Verb
tanıma belgesi vermek Verb
mühlet vermek Verb
zaman tanımak Verb
yerel idare tarafından değil de hükümetçe kurulmuş okul
(US) devletçe desteklenen üniversite