haşıl

Turkish-English Phrases

(parlamentoda) mutabakat hâsıl olan karar
concurrent resolution
bir fiilden dolayı doğrudan doğruya hasıl olan zararlar
direct damages Noun
bir fiilden dolayı doğrudan doğruya hâsıl olan zararlar
direct damages Noun
bir fiilden dolayı hasıl olan zarar
consequential damages
bir fiilden hâsıl olan zarar
consequential damages
hâsıl
resulting
hâsıl
produced
hâsıl edici cihaz
generator
hâsıl etme
causation
hasıl etmek
to breed Verb
hâsıl etmek
to grow Verb
hâsıl etmek
to produce Verb
hâsıl etmek
to bring forth Verb
hâsıl etmek
to call forth Verb
hasıl olan hasar
resulting damage
hâsıl olmak
to grow Verb
hâsıl olmak
to develop Verb
hâsıl olmak
to result Verb
hâsıl olmak
to come into existence Verb
hâsıl olmak
to spring Verb
hâsıl olmak
to be produced Verb
hâsıl olmak
to derive Verb
hâsıl olmak
to accrue Verb
insan müdahalesi sonucu hâsıl olan ölüm
violent death
mutabakat hasıl olmuş hesap
account agreed upon
mutabakat hasıl olmuş hesap
account agreed
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kumaşları sertleştirmekte ... çirişli sıvı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

hasıl
Husûle gelen, ... meydana çıkan