halfway

  1. ortada
  2. yarı yolda
  3. yetersiz olarak
(a) kısmen anlaşmak, (b) karşıdakinin ne yapacağını tahmin ederek ona göre davranmak.
yarıyol durağı/hanı: iki şehir arasındaki yolun takriben ortasındaki durak/han/otel. Noun
orta nokta, orta yer. Noun
uyum-evi: akıl hastası, uyuşturucu madde müptelâsı, mahpus vb.'nin normal hayata uyumunu sağlayan özel konut. Noun
yarım yamalak önlemler Noun
yarılamak Verb
yarılamak Verb
yarılanmak Verb
yarım dünya turu yapmak Verb
İkisinin ortası olamaz.
yarı yol
yarıyol(da), orta(da), orta nokta(sın)da, yarıya, ortaya.
The rope reaches only half-way.
The
half-way point was reached at 12 o'clock.
get half-way through the work: işi yarılamak.
hemen hemen, yarı yarıya, nerde ise, az kalsın.
He half-way surrendered to their demands.
kısmî.
yetersiz, noksan, eksik.
half-way measures are never satisfactory.