half-way

  1. yarıyol(da), orta(da), orta nokta(sın)da, yarıya, ortaya.
    The rope reaches only half-way.
    The
    half-way point was reached at 12 o'clock.
    get half-way through the work: işi yarılamak.
  2. hemen hemen, yarı yarıya, nerde ise, az kalsın.
    He half-way surrendered to their demands.
  3. kısmî.
  4. yetersiz, noksan, eksik.
    half-way measures are never satisfactory.
ortada
yetersiz olarak
yarı yolda
yarı yolda buluşmak Verb
(iddia ve isteklerinin bir kısmından vazgeçerek) anlaşmak, uyuşmak, ikisinin ortasını bulmak.
You
want to pay $4, but I want $6. Meet me half-way and make it $5.
vakitsiz endişeye/üzüntüye kapılmak, boşuna üzülmek.
yarılamak Verb
yarılamak Verb
yarılanmak Verb
yarı yol
yarıyol durağı/hanı: iki şehir arasındaki yolun takriben ortasındaki durak/han/otel. Noun
orta nokta, orta yer. Noun
uyum-evi: akıl hastası, uyuşturucu madde müptelâsı, mahpus vb.'nin normal hayata uyumunu sağlayan özel konut. Noun
yarım yamalak önlemler Noun
yarım dünya turu yapmak Verb
(a) kısmen anlaşmak, (b) karşıdakinin ne yapacağını tahmin ederek ona göre davranmak.
İkisinin ortası olamaz.