US depoda mevcudu olmak
Verb
hatırında tutmak, aklında olmak.
yürürlükte bulundurmak
Verb
bir ...'e sahip olmak
Verb
biri için bir şey bulundurmak
Verb
(a) yedekte bulundurmak, (b) peşine takıp gezdirmek, her yere beraberinde götürmek.
ortak çıkarları olmak
Verb
ortak menfaati olmak
Verb
ortak menfaatleri olmak
Verb
(a) duruma hâkim olmak.
We have the matter in hand. The children must be taken in hand. (b) girişmek,
ele/üstüne almak, deruhte etmek.
The superviser promised to take the matter in hand.
000 dolar yatırmış olmak
Verb
(birini) eve davet etmek.
gerçekte dayandığı temeli olmak
Verb
(a) pirelenmek, endişelenmek, işkillenmek, (b) acayip/garip (fikirleri) olmak, acayip fikirler beslemek,
aklını bir şeyle bozmak.
He has a bee in his bonnet about health food.
bir projenin ya da kanun teklifinin raportörü olmak
Verb
(US) borsada iyi tanınmak
Verb
bir şeyle doğrudan doğruya ilgilenmek
Verb
hesabında tutarsızlık olmak
Verb
İngilizce temeli iyi olmak
Verb
birinin gözünde itibarlı olmak
Verb
kendi alanında büyük ün yapmış olmak
Verb
bir şirkette yarı hissesi olmak
Verb
bir firmanın yarısının sahibi olmak
Verb
(içinde) parmağı olmak, ilgisi/dahli olmak, kısmen sorumlu olmak.
He has his hands in everything:
Her işte onun parmağı var.
He has a hand in the theft.
bir işle ilgisi olmak, bir işte parmağı/dahli olmak.
bir işte çalışmayı düşünmek
Verb
bir iş kurmayı düşünmek
Verb
biraz para biriktirmiş olmak
Verb
kafasında çok şey olmak
Verb
üzülmek, vicdan azabı çekmek, yüreğinin yağı erimek, boğazı tıkanmak/düğümlenmek.
işin içinden çapanoğlu çıkmak
Verb
parlamentoda sandalyesi olmak
Verb
parlamento da sandalyesi olmak
Verb
kabinede sandalyesi olmak
Verb
kabine de sandalyesi olmak
Verb
bankada hissesi olmak
Verb
bir bankada hissesi olmak
Verb
bir teşebbüste payı olmak
Verb
bir girişimde payı olmak
Verb
sayfiyede küçük bir mülkü olmak
Verb
bir yerde maddi menfaati bulunmak
Verb
piyangoya para yatırmış olmak
Verb
bir teşebbüs düşünmek
Verb
bir şirkette sermayesi olmak
Verb
yönetimde söz sahibi olmak
Verb
kulağına fısıldamak, gizlice söylemek.
tüm servetini hisse senet dilerine yatırmış olmak
Verb
tüm servetini hisse senetlerine yatırmış olmak
Verb
bir işte faal hissesi olmak
Verb
bir malı stokta bulundurmak
Verb
nefis giyim zevki olmak
Verb
pahalı giyim zevki olmak
Verb
konuşma özürlü olmak
Verb
şirkette hissesi bulunmak
Verb
bir şirkette payı olmak
Verb
bir mirasta payı olmak
Verb
bir araştırma ile yükümlü olmak
Verb
yerinde duramamak, kabına sığamamak, bir iş yapmaya/bir şey söylemeye can atmak.
She's had ants in her pants ever since she won that ticket to Hawai: Havai'ye bilet kazandığından beri yerinde duramıyor.
(Br) hırpalanmış olmak
Verb
kasa da parası olmak
Verb
daha iyi günler görmüş olmak
Verb
gazete haberlerine güvenmek
Verb
iki yakayı bir araya getirmede güçlükle karşılaşmak
Verb
...'e inancı tam olmak
Verb
birine her bakımdan güvenmek
Verb
her şey yerli yerinde olmak
Verb
nefis giyim zevki olmak
Verb
pahalı giyim zevki olmak
Verb
stokta malları olmak
Verb
(a) hazır bulundurmak, depo etmek.
Has she got enough sugar in? (b) (bir iş yapmak için) birisini
eve getirtmek.
We are having the builders in next week to improve the kitchen. (c) (birisini eve) davet etmek.
We are having some friends in for coffee on Sunday evening.
dil öğrenmede büyük yeteneği olmak
Verb
dil öğrenmeye çok yatkın olmak
Verb
hayatta büyük başarı kazanmak
Verb
Parlamentoda büyük nüfuzu olmak
Verb
saçına röfle yaptırmak
Verb
birçok şirkette hissesi olmak
Verb
kin/garez beslemek, kinci olmak.
She has it in for me because I didn't invite her.
(birisine) kin beslemek/diş bilemek.
çantada keklik saymak
Verb
çanta da keklik saymak
Verb
mücevherleri emanette olmak
Verb
uyuşmazlıklara bakma yetkisine sahip olmak
Verb
bir şirkette büyük parası olmak
Verb
ağır hareket eder olmak
Verb
bir işletmede iştiraki olmak
Verb
yeterli miktarda parası olmak
Verb
yeterli parası olmak
Verb
bankada parası olmak
Verb
(Br) devlet tahvillerine para yatırmış olmak
Verb
ortak benzerlikleri olmamak
Verb
bir işte parmağı olmamak
Verb
kendine ait geliri olmamak
Verb
bir firmada parasal payı olmamak
Verb
bir komploda parmağı olmamak
Verb
bir şeyde rolü olmamak
Verb
bir şeyde katkısı olmamak
Verb
bir konuda söz sahibi olmamak
Verb
hiç canlılığı olmamak
Verb
bir konuda sözü geçmemek
Verb
biriyle ortak yanı bulunmamak
Verb
herhangi bir mevki beklentisi olmamak
Verb
bir ayağı hapiste olmak
Verb
işlere çekidüzen vermek
Verb
işleri düzene koymak
Verb
benimsemek, kendini vermek, iyice ilgilenmek.
I tried to learn music but I didn't have my heart in it (my heart wasn't in it).
(a) çok korkmak, ödü kopmak, (b) meyus olmak, fütur getirmek.
yüreği ağzına gelmek, ödü kopmak, çok endişeli/üzüntülü olmak.
her şeye karşın iyi niyetli olmak
Verb
parasını yüzde yedi faiz üzerinden yatırmış olmak
Verb
(Br) parasını devlet tahvillerine yatırmış olmak
Verb
birinin yakasına yapışmak
Verb
...'de faaliyet göstermek
Verb, Management
Oxford'dan mezun olmuş olmak
Verb
bir seçimde birinin desteğini elde etmek
Verb
el de çok parası olmak
Verb
vasiyetnamesinde birine 200,000 dolar bırakmak
Verb
birini akşam yemeğine beklemek
Verb
(US) tahammülünü yitirmek
Verb
birini otoritesi altında bulundurmak
Verb
birini avuç unda tutmak
Verb
bir şeyi yazılı olarak elde etmek
Verb
elinde bir işi olmak
Verb
el inde bir işi olmak
Verb
bir şeyi korumakla görevli olmak
Verb
bir servete kendi başına sahip olmak
Verb
bir şeyin zilyedi olmak
Verb
bir şeye sahip olmak
Verb
aklında bir şey olmak
Verb
işini sistemli yapmak
Verb
bir üretimde yegâne hak sahibi olmak
Verb
bir üretimde tekel hakkına sahip olmak
Verb
kazanacağından emin olmak
Verb
hortlak görmüş gibi olmak
Verb
duruma hâkim olmak, başarıdan emin olmak.
kamuoyu kendinden yana olmak
Verb
körkütük sarhoş olmak
Verb
hayatında çok kitap okumuş olmak
Verb
iyi yürekli/cömert/merhametli/âlicenap olmak, iyi niyetli olmak.
His heart is in the right place:
(Herşeye rağmen) iyi niyetlidir.
(birisini) avucunun içine almak, bir kimse üzerinde büyük nüfuz ve kudreti olmak.
hiç bir ortak yanları yok
kıçı sıkışmak, belaya çatmak, başı belaya girmek.
çorabında kaçık olmak
Verb
delirmek, aklını kaçırmak, delice/saçmasapan fikirleri olmak.
bu sömestre öğrenci ortalamasının düşük olması
denetçilerin hesaplarda inceleme yapması
bu yaptığını nasıl açıklamak yacaksın ?