have out

English-Turkish Translation

  1. (a) çıkartmak, sökmek, çekmek.
    have a tooth out: diş çekmek. (b)
    have a matter out: bir
    meseleyi münakaşa ve halletmek. (c)
    Brit. kendi haline bırakmak, dokunmamak.
    Let father have his sleep out: he's very tired: Bırak baban, uyusun, çok yorulmuş.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

have (spots , treckles) break out on one's skin
dökmek Verb
have a gift for nosing things out
sezme kabiliyeti olmak Verb
have a night out
gece dışarda yatmak Verb
have a tooth out
bir dişini çektirmek.
have a warrant out against one
tutuklanmak üzere aranmakta olmak Verb
have an evening out
bir akşamı dışarda geçirmek Verb
have been out of work for a year
bir yıldır işsiz oturmak Verb
have gone right out of the window
tamamıyla kaybolmuş olmak Verb
have it out
(anlaşmaya varıncaya kadar) münakaşa/mücadele/kavga etmek.
have it out with sb
biriyle bir anlaşmazlığı halletmek Verb
have one day out a week
haftada bir gün izinli olmak Verb
have one's sleep out
uykusunu almak Verb
have one's sleep out
uykusunu almış olmak Verb
have one's work cut out
işi başından aşkın olmak Verb
have one's work cut out for one
işi başından aşmak, işi çok zor olmak.
have someone hollow something out
oydurmak Verb
have someone sent out for sth
aldırtmak Verb
have someone shake something out
silktirmek Verb
have someone spread something out
yaydırmak Verb
have someone spread something out
serdirmek Verb
have something filled or filled out
doldurtmak Verb
have something taken out
çıkartmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database