highway

  1. Noun, Transport karayolu
  2. Noun anayol, genyol, geniş karayolu.
  3. Noun umuma mahsus deniz veya karayolu.
  4. Noun doğal yol, tabiî/doğal seyir, bir eylemin/ilerlemenin izlediği doğal/dolaysız seyir/akış/gelişme.
arterler
anaşose
anayollar
çevre yolu: şehrin çevresini dolaşan anayol. Noun
(US) karayolu
bir karayolunu seyrüsefere açmak Verb
bir yolun seyrüsefere açılması
anayoldaki bozukluk
bölünmüş anayol: gidiş-geliş yolları arasında güvenlik şeridi bulunan yol.
(US) ayrıcalıklı yol
ekspres karayolu
trafiği engellemek Verb
dört şeritli otoyol
şehirlerarası karayolu
devlet yolu: İngilterede millî hükümet, Kanadada provens hükümeti tarafından yaptırılan geniş karayolu.
Kraliçe hükümdar ise:
Queen's highway.
Noun
anayol
birinci sınıf karayolu
anayol
(US) birçok paralel yoldan oluşan trafik yolu
bir yolu tıkamak Verb
bir karayolunu tıkamak Verb
yolun tıkanması
bir karayolu açmak Verb
cadde boyunca gitmek Verb
kamu trafik yolu
(US) altı şeritli yol
devlet karayolu
(US) paralı yol
karayolu kazası
(US) Karayolları İnşaat ve Bakım Kanunu
yollar idaresi
karayoluları idaresi
karayolları idaresi
yol yönelişi
karayoluları idaresi
karayolları idaresi
karayolu köprüsü
şose köprü
yol inşaatçısı
karayolu nakliyecisi
(US) karayolu nakliyecisi
yol gabarisi
(Br) karayolları nizamnamesi
(Br) karayolları trafik kanunu
karayolu inşaatı
yol kavşağı
yol geçişi
yol dönemeci
karayolu inşaat müdürlüğü
karayolları bölgesi
yol hendeği
uzun yol şoförü
yol mühendisi
yol mühendisliği
karayolu mühendisliği
yol yapımı maliyesi
yol temeli
yol kesen haydut
(US) karayolu bakım ve yararlanma kanunları Noun
karayolu ışıklanması
karayolu ışıklandırılması
yol aydınlatma işi
yol güzergâh tayini
yol geçirme
yol yapı makineleri Noun
yol işareti
yol malzemesi
karayolu ağı
yol şebekesi
kervan yolu
soygunculuk
karayolu devriyesi
karayolu planlaması
karayolu planlama etüdü
otoban polisi
(US) karayolu programı
karayolu projesi
(Br) karayolu bakım vergisi
karayolları vergileri Noun
soyguncu
(a) soygun(culuk), yolkesicilik, eşkiyalık, (b) aşırı/fahiş kâr (sağlama), (ticarette) sogunculuk, vurgunculuk.
eşkiyalık, haydutluk, yolkesme.
to commit highway robbery: eşkiyalık/haydutluk yapmak, yolkesmek.
karayolları Noun
karayoluları Noun
trafik işareti
(US) karayolu azâmi hızı
karayolu azami hızı
karayolları idaresi memuru
karayoluları idaresi memuru
karayolu şebekesi
karayolları trafik sistemi
karayoluları trafik sistemi
(US) yol vergisi
karayolları kaza sayısı
karayoluları kaza sayısı
karayoluları trafiği
karayolları trafiği
(US) karayolları eşya nakliyeciliği
karayoluları eşya nakliyeciliği
(US) karayolu nakliyesi
karayolu nakliyesi
(US) karayollarını kullanma harcı
haydut olmak Verb
başarıya giden doğru yolda olmak Verb
bir karayolunun bakım ve onarımını yapmak Verb
karayolunu tehlikeye sokma
tekrar üretmek için hiçbir önlem almadan doğal kaynakları tüketen ekonomi
Asya Karayolları Ağı Hükümetlerarası Anlaşma Noun, International Law