hizlandirmak

Turkish-English Phrases

amortismanı hızlandırmak
to accelerate depreciation Verb
bir hastalığın oluşmasını hızlandırmak
to precipitate illness Verb
bir krizi hızlandırmak
to precipitate a crisis Verb
bir projeyi hızlandırmak
to step up a scheme Verb
bir şeyi hızlandırmak
to force the pace Verb
birinin mahvını hızlandırmak
to precipitate sb's ruin Verb
birinin ölümünü hızlandırmak
to hasten sb's death Verb
çalışmayı hızlandırmak
to press on the work Verb
geri çekilişi hızlandırmak
to precipitate retreat Verb
hızlandırmak
to spur Verb
hızlandırmak
to accelerate Verb
hızlandırmak
to expedite Verb
hızlandırmak
to precipitate Verb
hızlandırmak
to quicken Verb
hızlandırmak
to hasten Verb
hızlandırmak
to speed up Verb
hızlandırmak
quicken
hızlandırmak
smarten
hizmeti hızlandırmak amacıyla verilen para bahşişi
tips
işini hızlandırmak
to speed up one's work Verb
muameleleri hızlandırmak
to accelerate proceedings Verb
projeyi hızlandırmak
to step up a scheme Verb
satış sürecini hızlandırmak
to speed up the sales process Verb
süreci hızlandırmak
to hasten the process Verb
teslimatı hızlandırmak
to speed up delivery Verb
ticareti hızlandırmak için para sarf etme
priming the pump
üretimi hızlandırmak
to speed step up production Verb
üretimi hızlandırmak
to speed up production Verb
yola çıkışını hızlandırmak
to accelerate one's departure Verb
yola çıkmayı hızlandırmak
to precipitate a journey Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

hızlandırmak
Hızını arttırmak, ... getirmek, süratlendirmek