icermek

Turkish-English Phrases

bir avantaj içermek
to involve an advantage Verb
bir taahhüt içermek
to imply a commitment Verb
birşeyi içermek
to be comprised of something Verb
birşeyi içermek
to consist of something Verb
gümüş içermek
to carry silver Verb
hafifçe içermek
to savour Verb
her türlüsünü içermek
to run the gamut Verb, Idioms
içermek
to involve Verb
içermek
to have Verb
içermek
to take Verb
içermek
to hold Verb
içermek
to cover Verb
içermek
to feature Verb
içermek
to include Verb
içermek
to comprise Verb
içermek
to incorporate Verb
içermek
to contain Verb
içermek
to embrace Verb
içermek
to imply Verb
içermek
to refer Verb
içermek
to embody Verb
içermek
to span Verb
iki misli içermek
to double Verb
iki mislini içermek
to double Verb
ima içermek
to carry an implication Verb
yeni yapı elemanları içermek
to embody new features Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

içermek
İçinde bulundurmak, ihtivâ etmek