indictment

English-Turkish Translation

  1. Noun, Criminal Law iddianame
  2. Noun, Law iddianame
  3. Law sav
  4. Noun suçlama, suç isnadı, ittiham.
    bring an indictment against someone: birisi aleyhinde dava açmak.
  5. Noun savca, suçlama yazısı, iddianame, ithamname.
    bill of indictment: jüri heyetine sunulan resmî ithamname.

    joint indictment: toplu savca, birkaç kişiyi birden suçlayan ithamname.
  6. Noun sanığın suçlu olduğunu bildiren jüri kararı.
  7. Noun (bir şeyin aleyhindeki) delil, kanıt.
    This is a clear indictment of government mismanagement:
    Bu, hükümetin fena yönetiminin açık bir delilidir.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

admission of indictment
iddianamenin kabulü Noun, Criminal Law
bill of indictment
ithamname
charge of an indictment
suçlamanın dayanağı
count indictment
ithama esas olan madde
demurrer to indictment
iddianameye itiraz
demurrer to indictment
görülen belirli bir eksiklik nedeniyle iddianameye itiraz
dismiss a charge of an indictment
bir ithamı reddetmek Verb
draw up an indictment
suçlama iddianamesi hazırlamak Verb
exclude from indictment
davayı düşmeye bırakmak Verb
file an indictment
iddianame hazırlamak, iddianame sunmak Verb, Criminal Law
fresh indictment
yeni itham nedenleri Noun
ignore bill of indictment
delil yetersizliğinden bir ithamnameyi reddetmek Verb
lay down an indictment
bir ithamname vermek Verb
modus of an indictment
bir ithamnamenin şekli Noun
prefer a bill of indictment
dava açmak Verb
prefer an indictment
bir ithamname takdim etmek Verb
quash an indictment
bir ithamı nakzetmek Verb
quash an indictment
davayı bozmak Verb
quash an indictment
bir ithamnameyi bozmak Verb
return an indictment
aleyhine dava ikame etmek Verb
superseding indictment
ek iddianame, genişletilmiş iddianame, bir önceki iddianamenin yerini alan yeni iddianame Noun, Law
traverse an indictment
bir suçlamayı reddetmek Verb
written indictment
savlık Law
written indictment
savca
indictment by the public prosecutor
savcının iddianamesi
indictment on a charge
ölüm cezası gerektiren bir suçla suçlayan bir ithamname
bring in (lay) (prefer) an indictment against sb
birine karşı dava açmak Verb
lay an indictment against sb
birine karşı bir ithamname vermek Verb
traverse of indictment or presentment
diğer tarafın iddialarını reddeden layiha
English-Turkish phrases from Zargan's own database