individual

English-Turkish Translation

  1. Noun fert
  2. Adjective tekil
  3. Noun, Law gerçek kişi
  4. Noun, Law hakikî şahıs
  5. tek, ayrı, ayrı ayrı, her bir.
    Each individual leaf on the tree is different. A teacher cannot give
    individual attention to his pupils if his class is very large.
  6. yalnız, başlı başına.
  7. bireysel, ferdî, (tek) kişiye özgü, özel, şahsî.
    individual tastes. individual style. an individual
    question. The preservation of individual liberty.
  8. özel, hususî, tek kişilik.
    individual portions.
  9. ayrılmaz.
  10. birey, fert, kişi, şahıs, kimse, adam.
    The rights of the individual are sometimes the most important
    rights in free society. What a bad tempered individual you are!
  11. tane, başlıbaşına bir bütün.
  12. Biology (a) yaratık, bağımsız/tek başına yaşayan varlık, (b) bileşik organizma veya topluluğun bireyi/ferdi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

act in one's individual capacity
kendi yetkisiyle hareket etmek Verb
individualism
bireycilik Noun, Sociology
act merely as a private individual
sadece bir birey gibi davranmak Verb
act merely as an individual
sadece birey olarak hareket etmek Verb
as private individual
özel şahıs olarak
group of individual
bireyler topluluğu
interests as an individual
bir birey olarak ilgilenilen şeyler Noun
mature individual
olgun kişi
mean individual
bayağı adam
mean individual
aşağılık
private individual
hakiki şahıs
private individual
birey
individual account
(tek bir kişi adına açılan hesap
individual account
kişisel hesap
individual achievement
kişisel başarı
individual apartment
kişinin kendine ait dairesi
individual application
bireysel başvuru Noun, Rights-Freedoms
individual assets
şirket ortağının kişisel serveti
individual assets
bir şirket ortağının kişisel serveti
individual banker
(US) özel banka sahibi
individual bargaining
tek tarife uygulama
individual bond
şahsi borç senedi
individual case
ele alınan dava
individual case
özel durum
individual case
özel vaka
individual case
hususi vaka
individual consumer
tüketici birey
individual cost
tek başına maliyet
individual credit
şahsi kredi
individual creditor
şahsi alacaklı
individual customer
bireysel müşteri
individual debt (s
şahsi borç
individual debts
(bir şirket ortağının) şahsi borçları Noun
individual debts
şahsi borçlar Noun
individual deposit
şahısların bankalarda tutulmayan aktifleri Noun
individual deposits
şahsi mevduat
individual discretion
şahsi tasarruf Noun
individual document
tek belge
individual earnings
kişi başına düşen gelir
individual earnings
bireysel kazanç
individual earnings
şahsi kazanç
individual earnings
kişi başına düşen kazanç
individual enterprise
şahsa ait şirket
individual entrepreneur
kendi başına çalışan girişimci
individual estate
şahsi mal mülk
individual exemption
bireysel muafiyet Noun, Competition Law
individual exhibitor
tek başına sergi açan
individual exhibitor to open an exhibition
tek başına sergi açan sergi açmak Verb
individual housing
şaleler ve villalar gibi
individual housing
bağımsız konaklama yerleri Noun
individual housing
evcikler
individual income
şahsi gelir
individual income tax
(US) şahsi gelir vergisi
individual income tax
gerçek kişilerin gelir vergisi
individual income tax
matrahı tespit edilmiş gelir vergisi
individual income tax
(US) matrahı tespit edilmiş gelir vergisi
individual initiative
şahsi teşebbüs
individual instruction by post
mektupla eğitim
individual insurance
bireysel (hayat) sigortası Noun
individual insurance
ferdi sigorta
individual insurance
bireysel(hayat) sigorta (sı)
individual insurer
ferdi sigorta eden
individual investor
bireysel yatırımcı Noun, Banking
individual learning account
bireysel öğrenme hesabı (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
individual ledger
müşteri defteri
individual liability
bireysel sorumluluk
individual liability
şahsi mesuliyet
individual licence license
şahsa verilen ruhsat
individual liking
beğeni
individual location
bireysel yer (yalnızca bir açıkhava reklamının sergilenebileceği yer
individual membership
tek başına üyelik
individual migration
bireysel göç Noun, International Law
individual modification
münferit tadilat Noun, Transport
individual opinion
şahsi fikir
individual order
şahsi sipariş
individual order
tek sipariş
individual order
tek bir sipariş
individual output
kişi başına düşen verim
individual passenger
tek başına yolculuk eden kişi
individual person
şahıs
individual person
fert
individual person
kişi
individual piece rate
tek parça başına ödenen ücret
individual production time
her bir ürün için harcanan zaman
individual property
şahsi mal
individual property
mülk
individual property
(bir işadamının) şahsi malı
individual proprietor
(US) kendi başına iş gören işadamı
individual proprietor
(US) bir ticaret yerinin tek sahibi
individual proprietorship
(US) özel şirket
individual rating
(sigorta) belli bir somut risk için prim takdiri
individual resident
ikamet hakkı olan gerçek kişi
individual rights and freedoms
kişisel hak ve özgürlükler Noun, Politics-Intl. Relations
individual rights and freedoms
bireysel hak ve özgürlükler Noun, Politics-Intl. Relations
individual saving
kişisel tasarruf
individual shipment
tek başına yapılan sevkıyat
individual statement
(US) şahsi mali durum
individual statement
(US) şahsi bilanço
individual statement
şahsi mali durum
individual style
kişisel özel üslup
individual tax burden
şahsi vergi yükü
individual training
bireysel eğitim
individual training
ferdi eğitim Noun, Education-Training
individual tutor
tek öğretmen
individual valuation
tek tek değerleme
individual vote
oy kullanma hakkı
individual wage
tek başına ücret
individual wealth
şahsi servet
individual weight
parça ağırlığı
an individual or mutual attraction or liking
sempati
right to individual application
bireysel başvuru hakkı Noun, Law
withdrawal of individual exemption
bireysel muafiyetin geri alınması Noun, Competition Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database