initiative

  1. Noun, Politics-Intl. Relations açılım
  2. Noun inisiyatif
  3. girişim, girişme, (kişisel) teşebbüs, girişkenlik.
    take the initiative in doing something: bir
    işe girişmek, ilk adımı atmak.
    He has no initiative: Girişken değildir.
  4. (kendiliğinden bir işe) başlama hevesi/yetkisi/kudreti.
    on one's own initiative: kendiliğinden,
    kendi arzusu/isteği/iradesi ile.
    act/do something on one's own initiative: kendiliğinden (kendi isteği/iradesi ile) bir işe başlamak/girişmek.
  5. (sorumluluğu üzerine alarak verilen) karar, şahsî karar.
    A statesman must have/show/display initiative.
  6. (a) öncecilik: belirli sayıdaki seçmenlere anayasada değişiklik, yeni bir anayasa veya tüzük yapılması
    hakkında teşebbüse geçme yetkisi tanıyan usul (İsviçrede olduğu gibi), (b) yeni bir yasa teklif etme hakkı.
  7. teşvik edici, başlatıcı, başlatan, sebep olan.
kendi insiyatifine göre hareket etmek Verb
resen hareket etmek Verb
kendi ihtiyarına göre hareket etmek Verb
bir şeyi kendi inisiyatifi ile yapmak Verb
kendi inisiyatifi ile
inisiyatifi olmamak Verb
vatandaş girişimi
sivil inisiyatif Noun
Topluluk inisiyatifi
demokratik açılım Noun, Politics-Intl. Relations
etki ve girişim
vergi politikası inisiyatifleri Noun
geniş teşebbüs yetkilerine sahip olmak Verb
(askerlik) düşmanın hareketlerini denetleyebilmek Verb
şahsi teşebbüs
inisiyatifsiz
inisiyatif siz
yasama inisiyatifi
kanun koyma inisyatifi
re'sen Adverb
barış girişimi
siyasi girişim Noun, Politics-Intl. Relations
politik girişim Noun, Politics-Intl. Relations
(İsviçre) referandum
teşebbüs yetkisi
kişisel teşebbüs
özel girişim
inisiyatif hakkı
inisiyatifli (teşebbüs sahibi) olduğunu göstermek Verb
inisiyatifi olduğunu göstermek Verb
insiyatifi ele almak Verb
inisiyatifi ele almak Verb
'nın inisiyatifi ile
...'nın inisiyatifi ile
...'in girişimiyle Adverb
.... (üye devlet) girişimi
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Noun, Politics-Intl. Relations