interference

  1. Noun, Psychology müdahale
  2. Noun engelleme, engel/mani olma, zararı dokunma, zarar verme, bozma, altüst etme.
  3. Noun karış(tır)ma, müdahale (etme).
  4. Noun, Physics girişim.
  5. Noun, Radio (a) bozma, girişim yapma, normal alışa engel olma.
    interference from foreign broadcasting stations.
    (b) bozucu işaret/cihaz, parazit.
  6. Noun önce öğrenilenlerin sonra edinilen bilgileri bozması/engellemesi.
  7. Noun (a) yolunu kesme, (b) yol kesen oyuncular, (c) kalecinin topu yakalamasını kural dışı engelleme.
keyfi müdahale Noun, Politics-Intl. Relations
müdahaleye kalkışma
hiç bir müdahaleye tahammül edememek Verb
hiçbir müdahaleye tahammül edememek Verb
müdahaleyi durdurmak Verb
ölçüsüz müdahale Noun, Rights-Freedoms
orantısız müdahale Noun, Rights-Freedoms
fabrika müdahalesi
(patent kanunu) bir karara bağlanıncaya kadar geri bırakmak Verb
yönetime kanuni müdahale
zorunlu müdahale
radyo paraziti
devlet müdahalesi
televizyon paraziti
yabancı radyo istasyonlarının paraziti
başkalarının işine karışma
(patent kanunu) imtiyaz hakkına tecavüz davası Noun
bir mülkiyete müdahale
sözleşmeyi ihlale teşvik Noun, Law
rakipler arasında mücadele
ifade özgürlüğüne müdahale Noun, Rights-Freedoms
ifade özgürlüğüne müdahale Noun, Rights-Freedoms
özel işe müdahale
müdahaleyi asgaride tutmak Verb
(a) futbolda topu taşıyana yol açmak, (b) aracılık yapmak, aracı/mutavassıt rolü oynamak.
She never
has to deal directly with the public because her secretary runs interference for her.
başkalarının güvenliğine kasten müdahale