interruption

  1. Noun ara/fasıla verme, geçici olarak dur(dur)ma, duraklama, arası kesilme.
  2. Noun kesinti, kesilme, inkıta, ara, fasıla.
    Numerous interruptions have prevented me from finishing the
    work.
    without interruption: durmadan, dinlenmeden, ara vermeden, aralıksız, fasılasız, kesintisiz.
  3. Noun kesintiye/inkıtaa uğratan şey.
muamelelerin durması
yangın veya başka bir riziko nedeniyle işin engellenmesi veya kesintiye uğraması
akşama kadar
fasılasız
ara vermeden altı saat çalışmak Verb
yolculuğa ara verme
çalışma saatlerine ara verme
inkıta sigortası (yangın veya makine kırılması gibi beklenmeyen bir olay sonucu işin durmasından doğan dolaylı zarar sigortası Noun
inkıta sigortası (yangın veya makine kırılması gibi beklenmeyen bir olaydan dolayı işin durmasından ileri
gelen dolaylı zarar sigortası
Noun
işin durmasından doğan dolaylı zarar sigortası Noun
bir cezaya ara verme
bir konuşmanın kesilmesi
işe ara verilmesi
işin inkıtaı
zamanaşımı vadesine ara verme
trafiğin akışını engelleme
işsizliğe ara verme
iş inkitaı sigortası Noun
iş inkitası sigortası Noun
yangın gibi bir kaza nedeniyle iş faaliyetinin aksamasından ötürü sahibine tazminat ödendiği sigorta poliçesi
bir işin engellenmesi veya kesintiye uğramasından doğan zararı kapsayan sigorta poliçesi
iş aksaması poliçesi
istihdama ara verilme süresi
elektrik kesilmesi sigortası Noun