intrude

  1. Verb zorla sokmak, (düşünce vb.) kabule zorlamak.
    to intrude one's views. He intruded his own ideas into the argument.
  2. Verb, Geology katmanlar arasına zorla sok(ul)mak.
  3. Verb (istenilmeyen yere/münasebetsizce) sokulmak, (bir işe) karışmak/burnunu sokmak, (davetsiz/müsaadesiz)
    girmek, sözü/sohbeti kesmek, münasebetsizce söze karışmak.
    intrude oneself into a meeting. intrude upon a person's time/privacy.
    the thought/suspicion that intruded itself into my mind: kafama arız olan düşünce/şüphe.
    I hope I'm not intruding: İnşallah (işinize vb.) mani olmuyorum.
kendi görüşlerini başkalarına zorla kabul ettirmek Verb
mahremiyetine tecavüz etmek.
bir toplantıya davetsiz katılmak istemek Verb
zorla bir işe burnunu sokmak Verb
birinin özel yaşamına karışmak Verb
birinin vaktini almak Verb